Gelenekselleştirmeye başladığım "Şimdi bu önümüzdeki yılın tam olarak neresi kutlu?!" temalı yazıma hoş geldiniz! Programımız 2016'nın ne kadar da berbat bir yıl olduğundan bahsederek başlayacak, 2017'den de farklı bir şey beklememeyi öğütleyerek devam edecek. Aralarda ise dansöz var, şarkıcılar var, sihirbaz var, karışık meyve tabağı, kestane ve şarap da ikramımız!
Gerçi, TRT'nin dansözlerinden "yılbaşı kutlamak kültürümüzde yohhkğ" diyenlere evrildiğimiz şu zamanlarda inadına çıkıp sokaklarda, kafamda külah şapka, yüzümde karton maske, bağıra çağıra yılbaşı kutlayasım geliyor ama pek kıymetli uzuvlarımı kaldırıp hiçbir yere çıkacak değilim. Yerler buzlu, hava soğuk; evde ise kahve var, gerekirse battaniye var. Hem bugün itibarı ile, senenin sonunu zar zor gören bütün sevdiğimiz ünlüler ölecek diye korkuyorum. David Bowie, Gene Wilder, Umberto Eco ve Harper Lee (ikisi aynı günde üstelik), Alan Rickman, Prince, Leonard Cohen, Zsa Zsa Gabor, Muhammed Ali, Ron Glass, George Michael, son olarak Carrie Fisher ve Debbie Reynolds... Yazarken içim daraldı yine. Link vermek istemiyorum, Wikipedia'da dev bir "bu yıl ölen ünlüler" sayfası var, bütün yılı listelediklerini zannederken önümdeki dev listenin yalnızca Aralık ayını içerdiğini görünce dehşetle kapattım sayfayı. İzleyerek, dinleyerek, okuyarak büyüdüğümüz insanlar yaşlanıyorlar, ölüyorlar ve ben henüz buna alışamadım. 2017, lütfen sen biraz daha insaflı ol. Ayıp oluyor.

Geçen yılın sonunda yazdığım yazıya bakıyorum. Hedefler belirlemişim. Sizi hiç oralara kadar yormayacağım, bakınız hedeflerim şunlarmış:
- Bu yıl yeni kitap alınmayacak.
Sonuç: AHAHAHAHHAHAH, şu an kitaplığımdaki rafların yarısında çift sıra kitap var, aldığım ama okumadığım kitap sayısı 100'ü geçti. HAHAhaahah ay kitap almayacaktım ben değil mi, unuttum yahu.
- Ajanda ocak ayından sonra da kullanılacak.
- Ajanda ocak ayından sonra da kullanılacak.
Sonuç: Mart'a kadar kısmen yoğun, Mayıs'a kadar çok seyrek kullanmışım. Eh, benim için bu da bir ilerleme.
- Eski bilim kurgu kitapları hakkında daha çok yazı yazılacak.
- Eski bilim kurgu kitapları hakkında daha çok yazı yazılacak.
Sonuç: İstediğim kadar çok yazamadım ama Baskan dizisini anlatmaya başladım, altı kitap da hiç fena değil. 2017'de devam ederiz.
- Goodreads'e taşınılacak.
- Goodreads'e taşınılacak.
Sonuç: Taşındım, harıl harıl da kullanıyorum! ^_^
Bu sene öyle kitap almamak gibi hedefler koymayacağım, ha yapamayacağımı biliyordum ama belki biraz kendimi tutarım, kısıtlarım diye umut etmiştim. (Hiç beceremedim.) Okuma hedefim ise, yeterince makul bir beklentiyle, haftada bir kitaptan 52 kitap bitirmekti. Onu da beceremedim. Bu yıl ancak 28 kitap okumuşum, içler acısı! Bahanelerim var tabii, bir kere çok gezdim. Tatil için değil, düğünler, cenazeler, toplantılar, görüşmeler için gezince gittiğim yerlerde pek okuyamadım. Sonra, bu yıl düzelttiğim, son okuduğum, yayına hazırladığım daha fazla kitap oldu. Her birini aynı anda Türkçe ve İngilizce okuyup o sırada başka kitap okumadığım için sayıyı düşürdüm. Bir de her zamanki gibi, bilgisayar başına oturunca zaman kavramını yitirme sorunum var. "Şunu kapatayım da uyumadan biraz kitap okuyayım" dedikten sonra bir bakıyorum saçma saçma saatlere kadar oturup oyalanmışım. 2017'de bu durumu kesinlikle düzeltmem lazım. Bakalım becerebilecek miyim.
Gelelim bu yıl okuduğum kitaplara. (Ne var, Nesrin Topkapı olmadan yılbaşı mı olur ya!) 2016 kitaplığım için çok verimli bir yıl oldu. İthaki'nin bilimkurgu klasikleri, Delidolu'nun Diskdünya'sı, MonoKL'un Knausgaard'ı derken yeni kitaplar karşısında Kurabiye Canavarı'na döndüm. Ama işte, okumaya yeterince zaman ayırmadığımda o kitaplar yığın yığın diziliyorlar. Seneyi Yüzüklerin Efendisi ile kapatacaktım ama araya iş girdi, kitaba ara vermek zorunda kaldım. Hayır, sekiz kilo kitap, yanımda taşıyıp durakta, tramvayda falan da okuyamıyorum. Çantamda Kurt Vonnegut taşıdım, o öyle bitti her boşlukta 3-5 sayfa okuya okuya. (Yazısını yazamadım daha, zaman ayıramıyorum ki...)
Bu senenin kitaplarına şöyle bir baktım da, çok merak ettiğim bir dolu kitap var ve ben hiçbirini okumamışım. Okuduklarımın arasında en sevdiğim kitap (neden hâlâ yayımlanmadığını bilmediğim) Madde 22. Piyasaya çıksa da önüme gelen herkese önersem diye sabırla bekliyorum. Sonra, bahsetmeden geçemeyeceğim Sakın Zarar Verme var. Sonsuzluğun Sonu tüm zamanların en güzel kitaplarından olmaya aday. Arada sevmediğim kitaplar da oldu elbette ama yine çok güzel kitaplar okudum. 2017 için tek hedef belirliyorum, daha çok kitap okuyacağım, bilgisayar başında daha az zaman geçireceğim.
İyi yıllar diliyorum efendim, 2017 daha huzurlu, daha mutlu, daha güzel olsun.