22 Ekim 2014

Kan Damarlarında Yolculuk


Kan Damarlarında Yolculuk - Fantastic Voyage
Isaac Asimov
Çeviren: Reha Pınar
Okat Yayınevi
1971
224 sayfa

Hedef Beyin'i (yani Fantastic Voyage 2'yu) okuduktan yedi ay sonra, sonunda iki kitaplık dizinin ilk kitabını okudum. İkinci kitaptan başlamak bir sorun yaratmadı, çünkü bu iki kitabın kurguları birbirini takip etmiyor; aynı tema üzerine işlenen iki ayrı kitap yazmış Asimov. Serinin iki kitabını karşılaştırınca hangisini daha çok beğendiğime karar veremedim, çünkü iki kitabın da hiç sevmediğim tarafları oldu. Ama kitabın detaylarına girip karşılaştırmalar yapmaya başlamadan önce, sormam gereken çok önemli bir şey var. Ben bu kitaba ne yapayım? Raid mi sıkayım, çamaşır suyuna mı yatırayım, tuzruhu mu üfleyeyim? Ne yapayım?

Yandaki fotoğrafta görüldüğü gibi, kitabın içinde bir çeşit karınca yuvası var. Tamam, kitap 43 yaşında, ama bundan daha eski ve hâlâ sağlam olan kitaplarım var yahu. Kitap nerelerde depolandı, nasıl saklandıysa; birtakım canlılara ev sahipliği yapmaya başlamış, hatta üç öğün yemek servisini de ihmal etmemiş. Kitabı okuyana kadar fark etmediğim bu böcek izlerini görünce kısa bir panik yaşadım. Ya bu böcekler kitabın içinde yaşamaya devam ediyorlarsa ve tüm Asimov rafıma bulaşırlarsa!!! (Şimdi saydım, bu kitapla beraber tam 50 tane Asimov kitabım olmuş.) Bu böcekler rafa yayılsaydı bir ay boyunca gece gündüz ağlardım galiba. Neyse ki bu kadar paniğe gerek yokmuş; komşu kitapları kontrol ettim, hiçbirinde bir hasar yok; bu kitabı da -içinde bir şey yaşamadığından emin olana kadar- karantinada tutmayı planlıyorum. Sözün özü, sorum bu: Bu kitabın içinde yaşayan yaratıklar olup olmadığını nasıl anlarım? Varsa nasıl etkisiz hale getirebilirim? Konu üzerine edinebileceğim her bilgiye ihtiyacım var.

Kitabın içeriğine gelirsek, Hedef Beyin'de olduğu gibi, küçültme teknolojisi üretilmiş ve iki ayrı ülke (açıkça yazılmasa da, belli ki ABD ve Sovyet Rusya) bu teknolojinin kullanımında öne geçmek için çabalıyor. Yöntemi geliştirmek için ihtiyaçları olan bilim adamını, rakip ülkenin elinden kaçırıp askeri tesise getirmek için yapılan planla başlıyor kitap. Benes isimli profesörü kaçıran gizli ajan Grant'le, tesisteki çeşitli rütbelerdeki askerler, proje üzerine çalışan fizikçiler ve tıp doktorları ile yavaş yavaş tanışıyoruz. Profesör Benes'i taşıyan uçak herhangi bir tehditle karşılaşmadan iniyor fakat havaalanı ile karargâh arasındaki yolda bir sabotaj yapılıyor ve Benes, beyninde oluşan bir kan pıhtısı nedeniyle komaya giriyor.

Beyin hasarı oluşmadan kurtarılması gereken Benes için en iyi seçeneğin içeriden müdahale etmek olduğuna karar veriyorlar ve alelacele kurulan bir ekibi mikroskobik boyutlara kadar küçültüp, kan pıhtısını parçalamak üzere damar yolundan içeri enjekte ediyorlar. Sonrası malum... Bedenin içinde bir seyahat, "Ay antikorlara bak, kocaman!" şaşkınlıkları, doğru damara ulaşma çabası ve türlü türlü aksilikler. Bir denizaltı ile beraber küçültülen ekip şu kişilerden oluşuyor: Denizaltının mühendisi ve kaptanı Owens, beyin cerrahı Duval ve güzel asistanı Cora Peterson, Benes'in damar haritasını çıkarıp rotayı çizen Dr. Michaels ve ekip yetkilisi olarak, ajanımız Grant. Ekipte bir ajan var, çünkü askeri yetkililer yeni bir sabotaj girişiminden korkuyorlar ve ekibe dahil olan uzmanlardan herhangi birinin rakip ülke için çalışıyor olabileceğini düşünüyorlar. Yolculuk boyunca ekibi gözleyen Grant, ortaya çıkan aksiliklerin nedensiz olamayacağına karar verse de, kimin casusluk yaptığını anlamakta zorlanıyor. Çünkü, elbette, herkesten şüphelenmesine neden olan birtakım kanıtlar bulmayı başarıyor.

Bu kitabı Hedef Beyin'den daha çok sevdim, çünkü o kitapta Morrison Rusya'ya götürülüp esas olaylar başlayana kadar geçen sayfalar boyunca sıkılmıştım. Kan Damarlarında Yolculuk, daha kısa ve daha hareketli bir girişin ardından hızla ilerliyor. Ama bu kitabı Hedef Beyin'den daha az sevdim, çünkü Asimov'a hiç yakıştıramadığım bir erkek egemenliğiyle yüklü. Kitabın tek kadın karakteri olan Cora, işinde çok başarılı bir asistan olarak tanıtılmasına rağmen macera boyunca yardıma muhtaç, kendi adına konuşamayan, vitrin süsü gibi bekleyen bir kadın. Devam kitabında ise, temel karakterlerden biri, çok güçlü bir kadın olan Natalya Boranova'ydı. İngilizce bir blogda bu konu ile ilgili uzun bir değerlendirme de buldum. Okumak isterseniz: Buradan.

Öte yandan, bu cinsiyetçi yaklaşım doğrudan Asimov'un suçu değil sanırım. Çünkü yazar, 1966 yapımı Fantastic Voyage filmini romanlaştırması teklifi geldikten sonra, senaryo üzerinden yola çıkarak kitabı yazmış. Aynı tema üzerine yazdığı Hedef Beyin'de de, kadın karakter eksikliğini kapatmış. Hatta, romanı yazmaya filmin yapım sürecinde başlamış, senaryoda birdolu hata bulmuş ve romanı film tamamlanmadan bitirmeyi başarmış ve böylece kitap, piyasaya filmden önce çıkmış. Kaynak: IMDB (Asimov'a laf söyletmem!)

6 yorum:

  1. Bu kitabı ilk çıktığı yıllarda okumuştum!! ilkokula gidiyordum sanırım..bu kadar zaman sonra karşılaşmak gerçek bir sürpriz oldu.Okuduğum ilk BK kitabıdır.Hani şu "uzay yolu"'nun altın yılları..okuduktan sonra arkadaşıma vermiştim,İkimizde çok etkilenmiştik.Ayrıca "çizgi roman" olarak da okuduğumu hatırlıyorum. Türkiye'nin ve Türk gençliğinin dünyadan habersiz olduğu masum ve mahzun yıllardı. Isaac amca bizi dağıtmıştı o yıllarda bu kitapla..ama çok şükür Uzay Yolu deneyimimiz vardı da şoku kolay atlatmıştık .Diğer taraftan kitap da kurt olmasa da yine de Asimov'larınızın yanına koymayın,çünkü belki kan damarlarından kapılan bir virüs bütün Asimovlarınızı bir anda,gece siz uyurken "Arthur Clarke" romanlarına çevirebilir sinsice! Aman dikkat..:))
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabın çıktığı yıllarda epey güzel bilim kurgu kitapları yayımlanıyormuş galiba, kıskanıyorum. (Kitabı da karantinada tutmaya devam ediyorum.) =)

      Sil
    2. B.K.nun ülkede ve dünyada yeni yeni tanınmaya başladığı yıllardı.Adı bile henüz KURGUBİLİM idi ki bence daha doğrudur..sonra nasıl B.K. oldu bilmiyorum.Tek tük böyle kitaplar elimize geçiyordu.Hatırlatırım; özellikle Çağlayan Yayınları vb..cep kitabı formatında biraz "uçuk kaçık" da olsa B.K. yayınlayan yayınevleri vardı.(onlara yetişemedik!) şu aralar sahaflarda bayağı pahalıya gidiyor bu kitaplar.Ancak, Çocukluğumuzda bu tip kitapları okumak en aydın ailelerde bile "pek makbul" bir iş olarak görülmezdi zaten..Ama şimdiki kitap kurtları şanslı çok kaynak var.Ama biliyorsunuz yinede B.K. yayınlayan yayınevi çok az.Arada Sahaflar yolunu buluyor..

      Sil
  2. :) bir nebze ekin çemberleri olmuş sanki bu kitabın içindeki şekiller. belki de böcek sandığımız bu şeyler farklı bir uygarlığın iletişim şeklidir. zaman ve mekan ilişkisi bizim düşündüğümüz gibi olmayabilir. :) asimovun çoğu kitabını okumamış birisi olarak okunacak çok kitabi var. ayrıca 43 yıllık kitabı bulmak ayrı bir mesele sanırım. eğer kitaplara zarar gelsin istemiyorsanız havayla irtibatı kesin derim. hani şu ağzı kapanan poşetler var ya onlardan olabilir. :) gerçi eski bir yazınız ama benim için yeni ne de olsa. ama bu kitaptaki şekiller mürekkep testini de andıryor. nasıl bir böcek onu da merak ettim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havayla irtibatı kesmek daha kötü sonuçlara yol açar gibi geliyor, nemden uzak tutmak yeterli. :)
      Nasıl bir böcek olduğu hakkında hiçbir fikrim yok, neyse ki kitabın içinde yoklar artık fakat uzaylı olabilecekleri fikrini çok sevdim!

      Sil