25 Haziran 2013

Dracula


Dracula
Bram Stoker
Çeviren: Niran Elçi
İthaki Yayınları Cep Serisi
Ağustos 2012 (1. basım)
506 sayfa

Önce şunu belirteyim, güneşe çıkınca (kafasına sim boca edilmiş, küçük gelinlikli küçük kızlar gibi) parıldayan yeni dönem vampirlerden hiç hazzetmiyorum! Buffy The Vampire Slayer, Angel, hatta Moonlight gibi dizileri severek izledim. Son yıllarda ise (ergen dizisi olduğunu kabul etmekle birlikte) yalnızca Ian Somerhalder'ın varlığı dolayısıyla bolca The Vampire Diaries izledim, bunu spin-off'u olan The Originals'ı ise Joseph Morgan dolayısıyla izleyeceğim. Parlak vampirleri hiç sevmesem de; agresif, vahşi ve fakat seksi vampirleri izlemeye hiç itirazım yok! (The Vampire Diaries yeterince vahşet içeriyor diye kendimi avutuyorum.)

Son birkaç yıldır yükselişte olan vampir fenomenine kayıtsız kalmak mümkün değil. Vampirlere yer veren yeni dönem kitapların hiçbirini okumamış olsam da, diziler ve filmler aracılığı ile hayatıma girdi vampirler. Her dizide, filmde farklı nitelikler yüklenmekle birlikte, temelde değişmeyen "vampir olma gerekleri" var. Kan içerek besleneceksin, güneş ışığından bir şekilde etkileneceksin, cinsel caziben yüksek olacak. Korku filmlerinde şişman ve gözlüklü karakterin hemen ölmesi gibi vampir filmlerinde de kısa, şişman, çirkin olanlar vampire dönüştürülmüyorlar; yalnıza beslenmek amacıyla kullanılıp, zaman zaman öldürülüyorlar. Vampirler adeta "taş gibi bir arı ırk" yaratma peşindeler, bilemedim...

Hal böyleyken, yazılmış ilk kaydadeğer vampir romanını (yanılıyorsam düzeltin...) okuyayım, vampirlerin edebiyat sahnesine çıkışlarını kendim öğreneyim istedim. Dracula ilk kez 1897 yılında yayımlanmış ve kitabın atmosferi Viktorya dönemi İngilteresini yansıtıyor. Bram Stoker'ın yazar olarak ünlenmesini de bu kitap sağlamış. Popüler vampir temalarında sıkça karşılaştığımız "özünde iyi ama, güdüleri dolayısıyla vahşi davranıyor zavallı" yaklaşımının aksine, bu eserdeki karakterler salt iyi ya da kötü. Herbiri, diğerinden daha düşünceli, iyi niyetli, ahlaklı karakterlerin karşısında vahşeti ve şehveti temsil eden vampirler var. Bunun yanında "iyiler" de, her birine yüklenen karakteri taşıyorlar roman boyunca. Kas gücünü, bilimi, bilim ile 'bilinmeyen' arasındaki köprüyü temsil eden karakterler roman boyunca değişmeden ilerliyorlar. Vampiler ise, bugün bildiğimiz özellikleri daha yalın halde taşıyorlar; karşılarındaki masum kişilerde uyandırdıkları şehvet duygusu, vahşeti artırıyor; gündüz saatlerinde hareketsiz ve savunmasız kalıyorlar, kanları ile beslendikleri insanlar ölünce onlardan biri oluyor.

Korku türünün hakkını veren anlatımı ve atmosferi; dinlere, mitolojiye, tarihe göndermeleri ile okurların kaçırmaması gereken klasik eserlerden biri Dracula. Özellikle Twilight hayranı kardeşleriniz, yeğenleriniz, kuzenleriniz varsa kendilerine hediye edebilirsiniz bence!

3 yorum:

  1. Bu kitabı okumayı düşünüyordum.İlk fırsatta,okuyacaklarım bitince alacağım,Yaylıbacak Jack i okudun mu,bloğunda aradım sanırım ben görmedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumadim henuz, okumam gerekenler listesinde duruyor ama alip okumadigim o kadar cok kitap birikti ki, sira gelmiyor :)

      Sil
  2. Hangimiz önce okursak artık..:))

    YanıtlaSil