Dune Sapkınları - Heretics of Dune
Frank Herbert
Çeviren: Dost Körpe
Kabalcı Yayınevi
Nisan 2011 (1. basım)
538 sayfa
Geçenlerde fark ettim, ben Dune okumaya ara vereli iki buçuk sene olmuş. NASIL?! Gerçekten o kadar uzun zaman geçtiğinin farkında değildim, aklım almadı. Bu kadar da ayıp edilmez diyerek kaldığım yerden, yani beşinci kitaptan devam ettim. Böylece geriye bir kitap kaldı: Rahibeler Meclisi. Bu sefer araya bu kadar uzun zaman girmez, seriyi bitiririm diye umuyorum. Kısmet.
(Önceki kitaplarla ilgili ne kadar spoiler vereceğimi bilmiyorum, spoiler olabileceğini bilerek okuyun.)
Dune Sapkınları, önceki kitaptan binlerce yıl sonrasını anlatıyor. Tanrı İmparator Leto ölüp ortadan kaybolalı 1500 yıl olmuş, yine de Altın Yol planı sürüyor ve Tanrı İmparator'un bilincinin küçücük parçalarının solucanlarda yaşadığına inanılıyor. Aradan geçen zamanda Arrakis'in adı Rakis'e dönüşmüş, Harkonnenler ortadan kaybolmuş, Atreides soyu ise Bene Gesserit'in üreme planları ve dikkatli kayıtları sayesinde sürüyor, doğan bütün Atreides çocukları biliniyor.
Bene Gesserit rahibeleri her zamanki gibi güçlü, her zamanki gibi amaçlarına ulaşmak için karmaşık planlar yapıyorlar, binlerce yıl sonra bile Duncan Idaho gulâmlarını yetiştiriyorlar ve Bene Tleilax'a kesinlikle güvenmiyorlar. Karşılarındaki en büyük tehdit ise Dağılış'tan dönen Saygın Analar. Kitap menfaatlerin, politikanın, çatışmaların ve çok katmanlı planların iç içe geçtiği bir iktidar kavgası aslında. Ve açıkçası, yarısını geçene kadar gayet sıkıcı ilerliyor. Temelde, gulâm Duncan'ın ve solucanlara hükmedebilen, Siona'nın soyundan gelen vahşi bir kızın etrafında şekilleniyor olaylar. Sonra aksiyon biraz artıyor, Atreides soyundan gelen Başar Miles Teg üstün yetenekleri ve askerî dehasıyla öne çıkıyor, Saygın Analar (ya da Bene Gesserit'in deyişiyle, orospular) enteresan becerilerini sergiliyorlar, bir yüz dansçısı efendilerine itaat etmiyor. Böylece olaylar biraz daha ilgi çekici hâle geliyor.
Frank Herbert
Çeviren: Dost Körpe
Kabalcı Yayınevi
Nisan 2011 (1. basım)
538 sayfa
Geçenlerde fark ettim, ben Dune okumaya ara vereli iki buçuk sene olmuş. NASIL?! Gerçekten o kadar uzun zaman geçtiğinin farkında değildim, aklım almadı. Bu kadar da ayıp edilmez diyerek kaldığım yerden, yani beşinci kitaptan devam ettim. Böylece geriye bir kitap kaldı: Rahibeler Meclisi. Bu sefer araya bu kadar uzun zaman girmez, seriyi bitiririm diye umuyorum. Kısmet.
(Önceki kitaplarla ilgili ne kadar spoiler vereceğimi bilmiyorum, spoiler olabileceğini bilerek okuyun.)
Dune Sapkınları, önceki kitaptan binlerce yıl sonrasını anlatıyor. Tanrı İmparator Leto ölüp ortadan kaybolalı 1500 yıl olmuş, yine de Altın Yol planı sürüyor ve Tanrı İmparator'un bilincinin küçücük parçalarının solucanlarda yaşadığına inanılıyor. Aradan geçen zamanda Arrakis'in adı Rakis'e dönüşmüş, Harkonnenler ortadan kaybolmuş, Atreides soyu ise Bene Gesserit'in üreme planları ve dikkatli kayıtları sayesinde sürüyor, doğan bütün Atreides çocukları biliniyor.
Bene Gesserit rahibeleri her zamanki gibi güçlü, her zamanki gibi amaçlarına ulaşmak için karmaşık planlar yapıyorlar, binlerce yıl sonra bile Duncan Idaho gulâmlarını yetiştiriyorlar ve Bene Tleilax'a kesinlikle güvenmiyorlar. Karşılarındaki en büyük tehdit ise Dağılış'tan dönen Saygın Analar. Kitap menfaatlerin, politikanın, çatışmaların ve çok katmanlı planların iç içe geçtiği bir iktidar kavgası aslında. Ve açıkçası, yarısını geçene kadar gayet sıkıcı ilerliyor. Temelde, gulâm Duncan'ın ve solucanlara hükmedebilen, Siona'nın soyundan gelen vahşi bir kızın etrafında şekilleniyor olaylar. Sonra aksiyon biraz artıyor, Atreides soyundan gelen Başar Miles Teg üstün yetenekleri ve askerî dehasıyla öne çıkıyor, Saygın Analar (ya da Bene Gesserit'in deyişiyle, orospular) enteresan becerilerini sergiliyorlar, bir yüz dansçısı efendilerine itaat etmiyor. Böylece olaylar biraz daha ilgi çekici hâle geliyor.
Duna Sapkınları güzel bir kitap ama çok fazla sürükleyici olmadığını söylemem lazım. Çevirisi Dost Körpe'den bekleyeceğimiz gibi başarılı. Son okuma ve yayına hazırlık içinse aynı şeyi söyleyemiyorum. Korkunç yazım hataları, kitabın çeviriden sonra dikkatlice okunmadığını gösteren hatalı cümleler dolu. O yüzden, Dune'u nereden okuyalım diye soran arkadaşlarıma söylediğim şeyi buradan da tekrar edeyim. Dune serisinin Kabalcı baskısını bulmak için çabalamanıza hiç gerek yok; İthaki'den alın, gözden geçirilmiş çeviriyi okuyun.Duncan, Teg'i süzdü. Bu yaşlı Başar, Dük Leto'ya sadece görünüş itibarıyla benzemekle kalmıyordu. Tıpkı o Atreides gibi karizmatikti ve eski düşmanlarının gözünde bile bir efsaneydi. Teg, Atreideslerden Ganimet'in soyundan geldiğini söylemişti, ama hepsi bu olamazdı. Bene Gesseritlerin insanları dölleme konusundaki ustalıkları karşısında hayrete kapılıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder