Uzayda Dehşet Tora - La Jungle d'Araman
Peter Randa
Çeviren: Atilla Tokatlı
Baskan Yayınları
Kurgu-Bilim Dizisi 1
1983
148 sayfa
Bu yıl eski bilim kurgu kitaplarını anlatma kararımı gerçekleştirmek üzere ilk adımı attım! Baskan Yayınları'nın ünlü Kurgu-Bilim Dizisi ile başlamaya karar verdim ve diziden çıkan ilk kitabı okudum. Sonra künye bilgilerine eklemek için eserin orijinal ismini aramaya başladım ve kendimi Fransızca sayfalarda buldum. Hayır, Fransızca bilmiyorum. Fransızca bilgim Notre Dame de Paris müzikalindeki şarkıların isimleri ile sınırlı. Yine de yazarın adına kitapta geçen özel isimleri ekleyip azimle aradım ve sanırım doğru sonuca ulaştım. Fransızca bilen birileri varsa, burada. Galiba bu site Fransa'nın bilim kurgu arşivi sitesi, keşke neler yazdığını da anlasam. Sayfanın alt kısmındaki, kitaptan alıntı olduğunu zannettiğim yerdeki özel isimler ve kitabın adındaki Araman, elimdeki çeviri ile uyumlu. Doğrudur diye umuyorum. Orijinal eser 256 sayfa iken, cep boy Tora'nın 148 sayfa olmasına ise kaşlarım çatılmıyor değil. Kitap epey küçük puntolarla dizilmiş ama yine de...
Baskan Kurgu-Bilim Dizisi toplam yirmi beş kitaptan oluşuyormuş. Yedi kitap eksiğim var. Kitaplığımda bulunanları şu gördüğünüz fotoğrafa arka plan yaptım, yavaş yavaş hepsini okuyup anlatacağım. Fotoğraf demişken, o kahve değirmeninin orada ne işi var diyebilirsiniz. Hem kitapları tutacak kadar sağlam, hem sevimli, hem de elimin erişebileceği mesafede o vardı. Alternatifleri parfüm şişesi, sprey vernik, kamera çantası gibi daha acayip şeylerdi, bence iyi seçtim yine. Hep kahve fincanı mı olsun kitap fotoğraflarında?
Kitabın yazarı Peter Randa, Wikipedia'daki biyografisini doğru anladıysam yaklaşık 300 roman yazmış. Hakkında Türkçe bilgi aramaktan vazgeçtim, İngilizce bir şeyler bile bulamıyorum; ülkesi dışında fazla tanınmayan bir yazarı nereden bulup da Türkçe'ye çevirmişler acaba? Çok acayip. 1911'de doğan ve 1979'da hayatını kaybeden Belçikalı yazarın gerçek ismi André Duquesne'miş ve bilim kurgu dışındaki alanlarda yazdığı, farklı takma isimlerle yayımladığı romanları da varmış.
Gelelim, Uzayda Dehşet Tora'ya. Öncelikle, kitabın başlığına inanmamanız gerektiğini söylemeliyim. Romanda dehşet yok, azıcık maceralı olaylar var. Kitap, insanların galaksi çapında bir imparatorluğa yayıldığını söylüyor. İnsanlar, insan olmayan ırklar, birbirine düşman federasyonlar var. Özellikle sınır gezegenleri, merkez yönetimle sürtüşme halinde. Durum böyleyken, yıllar önce Araman'a inen ve bir daha haber alınamayan bir gemiyi -bir savaş gemisi prototipi- aramak üzere iki ajan gönderiliyor. Guy Terrel ve yardımcısı Gelma, düşman Araman gezegeninde prototipi arayacaklar, bu sırada başkent Tora'daki yöneticilerin gözüne batmamaya ve ilkel kabileler tarafından öldürülmemeye çalışacaklar. Bütün olayların başlangıcı bu işte.
Guy Terrel büyük işler başarmış bir "galaktik ajan." Bu görev için yanına gönderdikleri Gelma ise henüz çok tecrübeli olmayan, güzel bir kadın. Fakat romanın hakkını vermek lazım, kitapta yer yer epey cinsiyetçi cümleler olsa da Gelma yalnızca çekici kadın kotasını doldurmak için orada değil, önemli görevler üstleniyor ve kendi fikirleri var. Kitaba Bechdel testi uygulasak geçer galiba. Ama bu iki galaktik ajanımızın şu hali bence hiçbir testi geçemez:
"Bel ve omuz kayışlarımızı kuşandık ikimiz de. Sağımızdaki kılıfın içinde bir paralizatör (vurduğu canlıyı hareketsiz kulan bir silah) solumuzdakinde de bir fülgüran (şimşek hızıyle atış yapan öldürücü ağır silah) asılı. Elimizdeyse, dumdum kurşunlu birer tüfek var."
Dumdum? Galaksiye yayılmış bir uygarlığın temsilcilerinin dom dom kurşunu ile gezmesi moralimi bozuyor arkadaşlar. Fülgüranın ne olduğunu bilmemek de moralimi bozuyor, ama daha az.
Kitap, aslında önemli konulara değinmiş. İlkel kabileler ve gezegen yönetimi arasındaki ilişki, azınlıklar, bağımsızlık mücadelesi, bürokrasi... Fakat "iyi bilim kurgu iyi edebiyattır" dedirten ustalar kadar başarılı değinememiş. İki ajanımız, kabilelerin arasına karıştıktan sonra devrimci tarafları uyanıyor fakat devrimci taraflarını uyandıran esas güdü kişisel kazanç umudu. Sonrası olaylar, çatışmalar, hileler...
"Bağımsızlığın sadece bir tek şeklini tatmak mümkün oluyor: Sizden daha güçlünün göz yumduğu veya zorla size uyguladığı şeklini. Ve insanlar, ister kabile olsun, ister halk; kendi kendilerini yönetmek istedikleri andan itibaren, sadece egoizmi besleyen ve dış görünüşten başka bir şeye saygı duymayan yasaların zulmüyle başbaşa kalıyorlar."
Peter Randa, çok iyi bir eser olmasa da, kitabına ilgi çekici şeyler eklemiş. Örneğin, imparatorluğun askerleri ve ajanları üzerinde uyguladığı "şartlandırma" mekanizması var. Bu yöntemle bilinçaltına yerleştirilen fikirler, gerektiği âna kadar fark edilmeden taşınabiliyor. Bir de doğru söyleten uyuşturucular var, veritaserum'un bilim kurgu versiyonu.
Kitapların elle dizildiği bir dönemde baskısı yapıldığı için, kitabın dizgisinden şikayet etmiyorum; hatta böyle eski kitaplardaki ufak tefek hatalar sevimli bile geliyor. Çeviri ise -muhtemelen dönem Türkçesinin terimleri karşılamakta yetersiz kalması nedeniyle- biraz sıkıntılı. Sonuç olarak, dizgi, çeviri, kitabın konusu, anlatımı... her şeyi bir arada değerlendirirsem, yalnızca Baskan dizisini toplayan ya da toplamak isteyen koleksiyonculara önerebileceğim bir kitap var elimde.
selam..
YanıtlaSilbaşkan yayınlarının bu elinizdeki serisi genellikle aslından "kısaltma" eserlerden olup pek de iyi tercümeler söz konusu değildir.ancak elinizdeki attila tokatlı olduğuna göre lafım yok..ama diğer kitaplarda hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
bahsettiğiniz site Fransızların BK eserleri yazarları kataloglama sitesi..ansiklopedi gibi bir şey.peter randa gibi fazla önemli olmayan (yerel) bir çok yazarlar da mevcut.(hani baskanın yeşil sırtlı gençlik macera serisi gibi 2.sınıf fransız yazarlar)
serinin bütün kitaplarında kısaltmalar adamın siniri bozacak derecede..deneyin bakalım belki seversiniz.ama sizi tatmin edeceğini zannetmiyorum
Fransızlarda B.K.yazarı çıkmaz! :))
ankaralıkitapkurdu
Baskan serisinden çok fazla beklentim yok, o yüzden daha iyi kitapların arasında 2-3 gün ayırıp okumaya ve yorum yazmaya karar verdim. Seriye dahil olan Asimov, Bradbury ve Clarke kitapları da var üstelik, bakalım onları nasıl çevirmişler :)
SilUuuu, bilimkurgu. Hem de Baskan! Bayılırım! Gerçi bulunması çok zor ama senin incelemenden okumak da kafi, hatta daha keyifli. Domdom kurşunu ve fülgüran iyiymiş fakat :) O zamanlar internet olmadan, sözlükler bu kadar bol değilken nasıl yapıyorlarmış çevirileri, düşünemiyorum bile. Öte yandan kitabın 1963'te yazıldığını düşünürsek uzayda domdom kurşunu kullanmak o sıralarda o kadar demode bir şey olmasa gerek.
YanıtlaSil1963 nereden mi buldum? Senin verdiğin linkten tabii ki! Paslanmış Fransızcamla anladığım kadarıyla kitabın orijinal adı "Araman Ormanı." Altta yazanların hepsini anlamaya yetmiyor maalesef kısıtlı bilgim. Neyse ki Google Translate Fransızca-İngilizce konusunda Türkçeye nazaran çok çok daha başarılı:
The interest seems Gelma awaken abruptly
- Yet it has never heard of pius Rampell commander ...
- Neither of the crew ... They literally vanished.
- You think they ...
- Have been captured ... and they died when we tried to wrest the secret of where the prototype had been hidden.
- They all know? It seems improbable to me.
- Why ... Commander and crew of a prototype are always conditioned to never speak?. They kill themselves ... Without knowing when they reach the end of their strength.
- My God.
- We may be in the same case Gelma.
- We would have warned.
I shake my head:
- It would be too cruel.
Çorbaya tuz küpü döktüm bu sefer, mazur gör :) Ellerine sağlık, keyifle ve eğlenerek okudum her zamanki gibi.
Ahahah sayın Tatari, ben de aynen senin gibi metinlerin bir kısmını İngilizce'ye çevirip anladım, hatta bu alıntının kitaptaki karşılığını da buldum sonra. Ama anladığım 3-5 kelime ile bir şeyler çıkarmaya çalışmak da çok keyifli.
Sil1963'ü yazmamışım değil mi yukarıya? Aslında anlamıştım onu ^_^
Bak şimdi sen söyleyince fark ettim; düşünsene Tureng yok, Urban Dictionary yok, teknolojiyle ilgili terimlerin karşılığı yok. Of ne zorluk! Ayrıca çorbaya tuz küpü değil, en güzelinden baharatlar katıyorsun, her zaman bekleriz. :)
Baskan'lar. Severim, ilk göz ağrım. Cağaloğlu'nda bir kitapçıda görüp almıştım ama hangisi olduğunu hatırlamıyorum ve 25 kitap tamdır.
YanıtlaSil2015'te tekrar okumuştum bu kitabı ama demek ki iyi okumamışım. :)
(Çaktırmadan Mit'e sorayım. İthaki -Dünyanın Sonuna Doğru, Gümüş Çekirgeler, Kara Güneş, Fahrenheit 451 dışındaki- Baskanları basmayı düşünür mü?)
Çaktırmadan cevap vereyim. Düşünüyor olabilirler, bilimkurgu klasikleri dizisinde sırada bekleyen bir sürü kitap var(mış) ama şu an için bize çıtlatılan bir şey yok :) Çekirdeklerimizle takipteyiz.
SilSessizce araya karışıp kendi fikrimi belirteyim. Baskan serisinde bilim kurgu klasiği sayılacak çok fazla kitap yok, sizin saydıklarınız dışında. Baskanları tekrar yayımlamak yerine daha iyi kitaplar, hatta mümkünse daha önce Türkçe'ye çevrilmemiş kitaplar tercih edeceklerini umarım. ^^
SilElinizde tam seri Baskan olmasına çok imrendiğimi de belirtmeden geçemeyeceğim :)
Aslında demek istediğim yayınevlerinin, zamanında tek baskı yapmış ve/veya özetinde özeti şeklinde yayınlanmış bilimkurgu kitaplarıyla ilgili çalışmalar yapması. Bilimkurgunun altın çağı denilen dönemdeki eserlerin yayınlanması.
YanıtlaSilÇağlayan "Yeni Dünyalarda" serisi, Okat, K, Maya, Baskan, Kavram ve diğerleri. Hepsi zamanında iyi-kötü bir şeyler yayınlamış.
Gönlümden geçen İthaki'nin "Bilimkurgu Klasikleri" dışında "Bilimkurgunun Altın Çağı" gibisinden bir uzun bir diziye başlaması. (Bu arada İthaki'nin bilimkurgu kitaplarını yayın hayatına ilk başladığı zamandan beri takip ederim.)
Konuyu daha fazla dağıtmadan başka bir evrene geçeyim.
İthaki'nin yıllar önce yayımladığı kitapların bir kısmı bende de var, çok iyi kitaplar vardı o seride. Umalım ki yeni baskılarını yapsınlar :)
Silülkemizde bir sebeple B.K.kitapları sıkıntılı bir yayınlanma sorununa sahip.sanıyorum (daha öncede belirtmiştim) ortada ciddi bir "copyright"-telif hakkı sorunu var. yoksa bu devirde piyasada doğru dürüst B.K.klasiklerinin bulunmaması kabul edilebilir mi? bir kaç B.K. yayınevi de piyasadan çekilince (başkan sarmal metis) ve yeniden basımlar yapılamayınca asimov'ları Clarke'leri Heinlen'leri vs..ara ki bulasın!
YanıtlaSilithakinin de önemli yayın-basım sorunları var şöyle ki; öncelikle çoğu tercüme yetersiz, ayrıca kitapların yazı karakteri son derece küçük, insanı okurken çok yoruyor, bir de kalın kitapları ciltsiz basıyorlar ki kitap elinizde dağılsın gitsin! hep özensiz yayıncılık anlayışı..
yani ben pek ümit var değilim bilimkurgu kitaplarının geleceği konusunda
ankaralıkitapkurdu
Baskan ve Sarmal değil ama Metis'in bilim kurgu yayınına devam etmemesine ben de çok üzülüyorum. Sarmal çoğunlukla çok iyi kitapları çok kötü çevirilerle yayımlıyordu, özlediğimi söyleyemem. Fakat İthaki hakkında fikirlerimiz aynı değil. Aceleyle çıkıp doğru düzgün son okuma yapılmayan birkaç kitap dışında çoğunlukla iyiler, çevirmenlerinin de (en azından benim okuduklarımın) işlerinde özenli ve iyi olduklarını biliyorum. Kullandıkları yazı tipi ve punto biraz da kişisel beğeni sanırım; ben aksine kocaman puntolu kitapları okumayı hiç sevmem, ince küçük yazıları daha keyifle okurum.
SilSiz yine de ümitsizliğe kapılmayın, iyi bilim kurgular yayımlayan iyi yayınevlerimiz var, daha iyileri de gelecektir eminim.
evet insan orta yaşlara gelince küçük yazı karakteri gözleri yoruyor :))seneler sonra sizi de görürürüz bakalım.çok okumanın mükafatı!
Silankaralıkitapkurdu
Merhaba
YanıtlaSilKitap ile ilgili güzel bir yazı olmuş. Bende her sene başkan, metis ve okat bilim kurgu yayınlarından bir kitap okumaya karar verdim. H.Wells'in bir kitabını okudum ama bir tane daha kitap var elimde onuda bu dönem içinde okumayı düşünüyorum. Bende araştırmalarım sırasında nette başkan'ın kısaltma olduğunu okuyunca hayal kırıklığı yaşadım. Zira biz o kafasına göre klasikleri kısaltma, stephen king kısaltması gibi şeyleri yaşadığımız için bunlardaki hayal kırıklığı tekrar etti. Ama tam metin olarak yayınlanmalarını beklemekte hayal biraz. Onun için okuyup geçmek en mantıklısı geldi.
İthaki konusuna bende kendimce karışayım. Son çıkardıkları kitapların hepsi çok pahalı çıkarmaya başladı. Bunun yanında denildiği gibi yeni kitaplar yerine, baskısı tükenmiş kitapları tekrar basıyor. İşin biraz daha kolay tarafına kaçıyor bence.
benim de demek istediğim buydu ithaki hakkında..kalın kitapları ciltsiz basmak,yazı fontlarını küçülterek kitabın hacminden kazanmak gelişigüzel kişilere (her zaman olmasa da) mütercimlere tercümeler yaptırmak bunlar yayınevinin işin kolayına kaçtığını gösteren işaretler.ayrıca kitapların giderek pahalandığı da bir gerçek..
Silankaralıkitapkurdu
Konuyu hortlatıyım :)
YanıtlaSilFransızların şu meşhur sitesindeki "flueve noir-anticipation" kitaplarının hepsini buldum ve indirdim 2500 küsur kitap epub ve mobi formatında. 1.5 GB civarı. (Zaten ondan önce kapak resimlerini topluyordum)
İyide ben bu başlığı niye hortlattım. Hani diyoruz ya, Baskanlar eksik çeviri falandır diye. Aklıma hemen kitapları karşılaştırmak geldi. Açtım Peter Randa klasörünü, içinden "La Jungle D'Araman" buldum ve karşılaştırdım. Fransızcam yok, İngilizcem zayıf. Neyse başladım karşılaştırmaya. Birinci bölümü karşılaştırdım. Konuşmalar bile aynı. Eksik çeviri göremedim. Diyeceksiniz ki fransızca bilmeden nasıl karşılaştırma yaptın. Cevap: Ben de bilmiyorum ama bazı kelimelerden çevirilerin doğru yapıldığını kabul ediyorum.
Birinci bölümünün giriş kısmı:
Maintenant, nous sommes vraiment en danger… Pendant que les rétrofusées sont en
action. Si un détecteur réussit à nous localiser, il ne nous lâchera plus et une torpille chercheuse nous atteindra où que nous allions…
Et ce sera la fin…
Baskandaki karşılığı :
Kelimenin tam anlamıyla tehlikedeyiz şimdi...
Retrofüzeler çalışmaya başladı. Şu sırada bir detektör yerimizi saptayacak olursa, artık bir daha koyvermezler ardımızı; ve arayıcı torpillerden biri, nereye gidersek gidelim, sonunda bizi yakalar.
Ve her şeyin sonu olur bu.
Benim görüşüm, Fransızcadan çeviri eksiksiz yapıldığı yönündedir. Ama İngilizceden yapılan çeviriler hakkında yorum yapamam.
Yukarıdaki paragraf Türkçe'ye "Tehlikedeyiz. Eğer bir dedektör yerimizi saptayacak olursa kesinlikle yakalanırız ve her şey biter." şeklinde çevrilse de anlamı kaybolmuyor.
(İsteyene Uzayda dehşet TORA, Uzay Şeytanları (Jord Maogan serisi 3.kitap), Mars'tan Gelen Ölüm, Evrenin Ucu (Jord Maogan serisi 2.kitap) ve Jord Maogan'ın diğer iki kitabının Fransızcalarını epub ve mobi olarak gönderebilirim.)
Hortlayan konuya önce şunu belirteyim, baskısı tükenen kitaplar için bazen başka seçenek bulunmuyor ama yine de legal olmayan e-kitapları burada dağıtmasak diyorum. :)
SilÇevirinin kısaltılmış olduğu düşüncesi, kitabın sayfa sayısı yarı yarıya azaldığı için ortaya çıktı. Tamamını karşılaştırmadıkça kesin olarak bilmemiz mümkün değil sanırım. Bir de, çevirinin Fransızca aslından yapıldığını tahmin ediyorum çünkü Atilla Tokatlı hem Galatasaray Lisesi mezunuymuş, hem de Fransa'da yaşamış. Belki uzuun bir boş zamanda sayfa sayfa karşılaştırmayı deneriz. :)