8 Mayıs 2013

Durum bildirimi

Bir süredir buralarla ilgilenemediğim gibi, okuma hızım da ivme kaybediyor. İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır'ın sonuna yaklaşmışken, kısa bir yolculuğa çıkmam gerekince o kocaman kitabı yanımda taşımak istemedim ve Voltaire'in Mikromegas ve Diğer Hikayeler'ine başladım yolda. Kitabı çok sevdim, fakat beş günlük İstanbul seyahati boyunca yaklaşık 3 gün (neredeyse) uyumadan çalışınca henüz bitiremedim.

Evet, beş gün boyunca İstanbul'daydım, düzenlediğimiz bir organizasyonun hazırlığı, paneller, konuşmalar, konuklarla İstanbul turu derken, ancak bir gün kendi halimizde gezebildik. Kabataş, Kadıköy, Beşiktaş, Ortaköy, Taksim... derken, yorgunluğuma yorgunluk ekledim; yine de otobüs saatine kadar inatla gezdim. Ortaköy'e, iş arkadaşlarımdan birinin "gidelim kumpir yiyelim" isteği ile gittik -bu arada belirtmem gerekir ki, bildiğimiz kumpir yahu, taa Ortaköy'e kadar gitmeye gerek yok- fakat orada yan yana dizilmiş birkaç sahaf görünce "siz takılın, ben geliyorum" diyerek arkadaşlarımdan ayrıldım. Yaklaşık 10 dakika sonra dönüp arkama baktığımda bana alışık olan iki arkadaşım uzaklarda bir yerde takı seçiyor; bu halimi hiç görmeyen diğer ikisi ise birkaç adım arkamda şaşkınlıkla beni izliyorlardı. "Ne yaptın?" dediler, "dört kitap aldııım!" diye cevap verdim. Çünkü o dört kitabı almasaydım aklım hâlâ Ortaköy'de olacaktı. Arkadaşlarımı bekletmek istemeyip rafları gönlümce kurcalayamadığım için ise, aklım hâlâ Ortaköy'de!


Isaac Asimov'un Marslılar ve Kan Damarlarında Yolculuk kitaplarını, Asimov'un derlediği Güneş Sistemi Öyküleri'ni ve yine öykü derlemesi olan Geleceğin Toplumları'nı aldım. 'Doktor Kim kitaplarından da vardı' dediler ama bulamadılar, çok üzüldüm. Kitapları alıp çıktığımda, o gün tanıştığım bir arkadaş "o" soruyu sordu: "Sen bilim kurgu mu okuyorsun?"

Hanımlar, beyler! Bir açıklamam var: Kadınlar da bilim kurgu okuyabilir, sevebilir. Lütfen buna bu kadar şaşırmayın. İlginç ama, aramızda Whovianlar, Trekkerlar, Warsieler falan bile var. Neyse... Benden başka bilim kurgu seven kadınlar da tanıdığımı ve türümün tek örneği olmadığımı anlattıktan sonra biraz Türkiye'deki bloglardan bahsettik, ateşkes sağlandı. Kabalcı'dan aldığım harika ayraçlara iki tane de Ortaköy ayracı ekledim; soyadını hatırlamadığım Fethi isminde bir ressam, kendi ürettiği ayraçlardan satıyordu; hemen aldım!

Günümün geri kalanı, oturduğumuz her yerde panikle sorduğum "kitaplarım nerde?!" soruma "telaşlanma, burda, benim yanımda" cevabı alarak geçti. Kitaplarımı bu ay okuyabileceğimi pek sanmıyorum ama, umuyorum ki yakın zamanda kitap okumaya daha fazla vakit ayırıp, biriken kitaplarımı hızla okuyacağım. ^.^

14 yorum:

  1. Ortaköy kumpiri güzeldir ama bildiğin güzel kumpirdir:=)Ankara'da Yeni Karamürsel'in üst katındaki FLZ nin kumpiri de aynıdır. Oranın kumpiride güzel işte:))Ama deniz yok değil mi? Fark orada.
    Ortaköy'de sahafa ben neden hiç rastlamadım:(( Bi daha ki gidişimde ilk işim sahafları bulmak olacak.
    Canım, keyifli okumalar diliyorum sana . Son 15 gündür bende işten güçten istediğim gibi okuyamadım. Umarım bundan sonra dilediğim gibi okuyabilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hep güzel kumpir yemişim demek ki, FLZ'e birkaç kere gittim ama kumpir denemedim hiç. Denizi de iki tur vapurla almışım ki, çok fark etmedi Ortaköy =)
      Ortaköy'de ben bile sahaf bulduysam sen çok rahat bulursun. Sıra sıra takı tezgahlarının olduğu meydan gibi bir yer vardı (hatta o meydan gibi yerin deniz tarafında sahne kurulmuştu biz gittiğimizde) işte sahaflar oralardaki takı tezgahlarının arkasında =))
      Sana da keyifli okumalar ve okuyacak bol zaman diliyorum.

      Sil
    2. FLZ de arkadaşlarla sık sık buluşuruz. Yemekleri güzel. Kumpiri ise gerçekten güzel. Bir deneyin. Beğenirseniz bundan sonra kumpiri oradan yersiniz.
      Geçen yaz İstanbul'a çok sık gitmiştim. Her gidişimde Ortaköy'e giderim. Ortaköyü seviyorum. Kızımla 2 gün gittik. Ve ara sokaklardaki takıcılarI çok dolaştık. Sahaf göremedim :((Demek ki çok dikkat etmemişim. Bir daha ki gidişimde özellikle sahafları arayıp bulacağım.
      Ankara'da neredeki sahaflardan alışveriş yapıyorsunuz?
      Kızımla benim özellikle alışveriş yaptığımız bir kaç sahafımız var.
      Bir soru daha =)Ankara'da waffle nereden yiyebiliriz? Meyveli waffleyi çok severim. Ama Ankara'da güzel bir yere denk gelemedim.

      Sil
    3. Ankara'da çok fazla sahaf gezmedim aslında, arasıra Karanfil'deki Kitapçılar Çarşısı'na uğruyorum, Tunalı'da gitmek istediğim 1-2 yer var; bir de hâlâ Zafer Çarşısı'na gideceğim. Sizin sahafları da bilmek isterim =)

      Waffle'a gelince, Bahçeli 7. Cadde'deki Abbas güzel; bir de Tunalı'da bir yer var dediler ama ismini hatırlamıyorum şu an.

      Sil
    4. Karanfilde köşede bir kadının dükkanı var. Ebru Kitapevi. Kadının adı Ruhan. Bazen oğlu dükkanda oluyor. O kadın iyidir. Çok okur bir kadın. O dükkana gidince en az 30 dakika kadınla kitaplar hakkında muhabbet ederiz. Birbirimize önerilerde bulunuyoruz.
      Birde orada çok fazla kitabın olduğu bir genç adam var. Sanıyorum Cağlar Kitapeviydi. O pahalı satıyor Oradan aldığım kitaplar var ama mümkün olduğunca almamaya çalışıyorum. Bir bey daha var. O çok uyguna veriyor. Ve elinde çok kitabı var. Depolarında çok daha fazla kitap olduğunu söylüyor. Hatta kitap ismini bırakınca size getirttiriyor. Kızları hafta sonu kalıyormuş.
      Zafer Çarşısı'n da ise Yargı Kitabevinin 2-3 sahafı bulunmakta. Girişte Pelikan Kitapevinden düz gidince sağa dönün. Bol küpeli, yüzüklü yani takılı bir çocuk var. Sacı sakalı birbirine karışmış vaziyette:=) Orada çok kitap var. Ben genelde oradan alıyorum. Hemen üst katta yine Yargı'nın bir sahafı var. O beyde aradığın kitap ismini bırak, getirttireyim diye teklifte bulunur. Zafer çarşısında aradığın kitapları daha kolay bulabiliyorsun. Çok sahaf var ve çok kitapları var. Hemen hepsini dolaşıp, güzel kitaplar alabiliyorum. Ankara'nın sahafları artık beni tanıyorlar =)Tunalı'ya sahafa hiç gitedim. Oraya da gitmeyi isterim.
      Waffle adresleri için teşekkür ederim. Deneyeceğim.

      Sil
    5. Tam da Ankara'da birkaç sahaf adresi listeliyordum bu haftasonu gezmek üzere =)
      Çağlar'ı biliyorum, arasıra uğruyorum oraya ama pek bilim kurgu kitabı kalmadı orada alabileceğim. Söylediğiniz diğer yerlere de mutlaka uğrayacağım.

      Sil
    6. Sahaflara gittiniz mi? Yorumunuzu almak isterim.

      Sil
    7. Ebru Kitabevi'ne uğradım dün ama kitap bulamadım =) Bir kitapçı depoya bakacak benim için, haftaiçi tekrar uğra dedi.
      Bugün ya da yarın da Zafer ve Adilhan'a gitmeyi planlıyorum. =)

      Sil
    8. Ebru'da çok kitap olmuyor. Jules Verne'leri ben oradan aldım ama.
      Benim size adres verdiklerim Zafer çarşısı değil Adilhan iş merkezinde olanlar. Hep orayı Zafer'le karıştırıyorum :=((

      Sil
    9. Hic onemli degil, ikisine de gidecegim. :) bugun Tunali'da gezdim biraz, Aynali Carsi, Tunali Pasaji ve Kugulu Pasaji'nda 3 sahaf buldum, Kugulu Pasaji'ndaki Devr-i Alem'den 15 kitap alip ciktim. Tam bir bilim kurgu cenneti! :))

      Sil
  2. Çok sevindim senin için! Ortaköy'de kumpirdense waffle yemeyi tercih ederim, kumpirciler bana pis görünüyor :(

    Aldığın kitaplardan "Kan damarlarında yolculuk"u ve "Geleceğin Toplumları"nı ilk kez gördüm, ilginç? Marslılar ve Güneş Sistemi Öyküleri aynı baskılar olarak evin kütüphanesinin bir yerlerinde mevcut, böyle görünce okuyup okumadığımı hatırlayamadım! Ben bu kitapları hep lisede okudum ve şu an hiç hatırlayamıyorum. Size de aynı şey oluyor mu? Yoksa benim hafızamdan mı? :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha kumpir mi, waffle mı ikilemiyle çok vakit harcadık, sonunda waffleı Ankara'ya bıraktık, Abbas'a gideriz dedik. =)

      Marslılar dışındaki kitapları ben de ilk kez gördüm, kaçırmadım. Bilim kurgu öykü derlemelerini çok sevmeye başladım bu aralar, Ortaköy'den aldıklarımda da iyi yazarlar vardı, beklentim yüksek!

      Okuduğum kitapları unutmaya gelince, evet, ben de aynı şeyi sık yaşıyorum. Hatta bloga da o yüzden başladım =))

      Sil
  3. Bir sene kadar gecikmiş bir yorum olacak ama = ), şu an Asimov'un "Jüpiteri Satıyorum" isimli kısa hikayelerden oluşmuş kitabını okuyorum. Kitabın sonlarında bulunan "Bir Arı Hiç Aldırır mı?" isimli hikayesini yeni bitirdim. Asimov'un o kendine has bilimsel romantizminin doruklarında olduğu hikayelerinden biri. Sadece beş sayfalık bir bilim kurgu hikayesinde bile okuyucuyu duygulandıran bir yazar Asimov. Yirmi beş kitabını bitirdikten sonra bile her romanının ve hikayesinin sonunda sizi mutlu bir tebessümle bırakıyor. Saygıyla eğilmemek mümkün değil...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamen katılıyorum =) Jüpiter'i Satıyorum da çok güzel kitaptı, epey uzun zaman oldu ben okuyalı.

      Sil