Tevfik Uyar
Destek Yayınları
Mart 2019 (1. basım)
256 sayfa
Hani ad hominem vardır, argumentum ad personam vardır, bunlara benzeyen başka başka Latince terimler vardır, bildiniz mi? Bir kısmını bildiğinize eminim. Ben bir kısmını biliyordum ama ya isimlerini karıştırıyor ya da bildiğim şeye isim uyduramıyordum. İşte, Tevfik Uyar'ın kitabı bu sorunu ortadan kaldırıyor. Safsataları, yani "hatalı akıl yürütme" yollarını listeliyor, güzelce açıklıyor. Bunu yapan ilk kaynak değil, bunu yapan ilk Türkçe kaynak da değil ama kitaplıkta bulundurmak için güzel bir kaynak. Baştan sona yavaş yavaş okumak isteyenler için de gayet uygun.
Kitapta (yanlış hatırlamıyorsam hepsi daha önce literatüre girmiş) kırk adet safsata var. Hepsi için birkaç diyalog örneği, açıklama ve o safsataya nasıl savunma geliştirileceğini içeren bölümlere ayrılmış kitap. Adam karalama ile başlıyor, cımbızlama safsatası ile devam ediyor, safsata safsatası (evet...) ile bitiyor.
Kitaptaki bilgileri birçok yerde bulabilirsiniz, Tevfik Uyar da kaynakçayı eklemiş zaten eserinin sonuna ama derli toplu bir kaynak olarak ben çok sevdim. Kitaplığımdaki varlığına mutlu olduğum kitaplardan biri oldu bu. Kitaptan birkaç safsata örneği verip gideyim ben.
(Cımbızlama safsatası)- Türkiye siyasetinde kadınlara yer vermiyorlarmış da, falan da filan da... İşleri güçleri eleştirmek. Oysa bizim kadın başbakanımız bile oldu.(İstisna safsatası)- Ben hiçbir zaman dedikodu yapmam.- Yahu daha geçen Ayten Hanımların dedikodusunu yapıyordun?- O özel bir meseleydi, o günlük yaptım. Yoksa işim olmaz.(Yanlış ikilem -siyah beyaz- safsatası)- Yüklenme bu kadar çocuğa. İstediği mesleği kendi seçsin.- Doktor olmasın da serseri mi olsun?
Uzun bir aradan sonra merhaba.Blogunuza hoş geldiniz.İlginç bir kitap bulmuşsunuz,tam anlayamadım ama hoşuma gitti.Kafama sık sık bir şey takan bir insan olarak ilgimi çekebilir.
YanıtlaSilÖzellikle safsatanın havalarda uçuştuğu günümüzde pekala yol gösterici bile olabilir.
Bir de Latince dediniz mi hiç dayanamam, bir hukukçu olarak epeyice yakınlığım vardır bu dile.
Mesela dün gece yatarken Yüce Sezar’ın Rubicon nehrini geçerken söylediği “alea iacta est” –Zarlar atıldı- sözü aklıma geldi ve buradan hareketle “Homo homini lupus est..” sözünün Thomas Hobbes’a mı yoksa Plautus’ amı ait olduğunu düşündüm.Sanırım Hobbes, Plautus tan ilham almış,olacak.
Sizce de bu laf tarihsel önemi haiz olmasına rağmen bir safsata mıdır..İnsanoğlu olarak birbirimizin kurdu olma fikri çok mu abartılı?
Kitabınızda bu konuda açıklama varsa beni de aydınlatınız..
Ne yapalım içinde bulunduğumuz bu “absurde” dönemde bu gibi işlerle uğraşıyorum.
İyi okumalar
Ankaralıkitapkurdu