Daha Ne Olsun: Mezuniyet Konuşmaları - If This Isn't Nice, What Is?: Advice for the Young
Kurt Vonnegut
Çeviren: Algan Sezgintüredi
April Yayıncılık
Kasım 2014 (1. basım)
107 sayfa
"Yüzyılın" dedim, beğenmedim, "çağımızın" diye başladım, olmadı sildim, şöyle deneyelim: Yakın geçmişin ve 20. ile 21. yüzyılların en iyi yazarlarından biri Kurt Vonnegut diye düşünüyorum. Bunu, hangi kurumun bana verdiği yetkiye dayanarak yaptığımı sorabilirsiniz. Cevap veremem ama siz yine de sorabilirsiniz. Fikrimin arkasındayım, her kitabından ayrı ayrı keyif alıyorum ve Vonnegut okumaktan sıkılmak mümkün değil.
Kurt Vonnegut üniversite mezunu değilmiş, kitabın arka kapağı öyle diyor. Web sitesi de bu bilgiyi doğruluyor. 1940 yılında Cornell Üniversitesi'nde kimya eğitimine başlamış, 1943'te üniversiteden ayrılıp İkinci Dünya Savaşı'na gitmiş ve eğitimini hiçbir zaman tamamlamamış. Fakat kitaplarının başarısıyla (bazı kitapları zaman zaman okullarda yasaklansa da) üniversitelerin mezuniyet törenlerinde aranan bir konuşmacı olmuş. Bu kitap da, işte bu konuşmaların bazılarından oluşuyor.
Bir kere, Kurt Vonnegut büyük bir hümanist. Öylesine değil, bütün hayatıyla ve politik duruşuyla bir hümanist. Amerikan Hümanist Cemiyeti'nin de onursal başkanı. Vonnegut'tan önce Isaac Asimov da aynı topluluğun başkanlığını üstlenmiş; en sevdiğim yazarlardan ikisi hakkında böyle bilgiler edindikçe mutlu oluyorum. 2004 tarihli bir konuşmasında, bu durumu kendisi anlatıyor Vonnegut:
"Ezkaza Amerikan Hümanist Birliği'nin fahri başkanıyım; bu esasen işlevsiz makamda benden önce büyük bilimkurgu yazarı, müteveffa Isaac Asimov vardı. Biz hümanistler, ölümden soraki hayatla ilgili hiçbir ödül yahut ceza beklentisine girmeden, becerebildiğimizce onurlu davranırız. Bize herhangi bir aşinalığı bulunan tek soyut kavrama, toplumumuza elimizden geldiğince hizmet ederiz.
Asimov için bir cenaze töreni düzenlemiştik ve törenin bir yerinde, 'Isaac artık Cennet'te,' demiştim. Hümanist bir topluluğa hitaben söylenecek en komik laftı bu. Kahkahadan yerlerde yuvarlanmıştı herkes. Ortalığın sakinleşmesi epey sürmüştü."
Aynı dönemde yaşamadığım için, tanışıp iki cümle sohbet edemediğim için üzüldüğüm çok az insan var. Tahmin edeceğiniz üzere Vonnegut ve Asimov bunlardan ikisi. O yüzden, yukarıda alıntıladığım anı bana öyle kıymetli geliyor ki anlatamam. Genellikle yavru kedi görünce kullandığım Küçük Emrah kaşlarım hemen devreye giriyor, çok keyif almakla çok üzülmek arasında bir yerde kalıyorum. Neyse... Bu alıntı aslında Vonnegut'un konuşmalarında anlattıklarının bir kısmını da özetliyor. Okuyunca hepimizin "evet lan!" diyeceği ama uygulamaya gelince yer yer teklediğimiz şeylerden bahsediyor yazar. Ödül beklemeden, cezadan korkmadan iyi insan olmak, insanları eşit görmek, güzel müziğin tadını çıkarmak, falan filan... Savaşa katılan, esir düşen ama savaş boyunca bir kişiyi bile öldürmeyen bir adamdan bahsediyoruz. Daha ne olsun!
Kitap hakkında söyleyebileceğim fazla bir şey yok. Kısa kısa konuşmalardan oluşuyor, kesinlikle çok güzel şeyler anlatıyor ve çok rahat okunuyor. Kitabın çevirisiyle ilgili hiç not almamışım, demek ki şikayet edecek bir şey bulamamışım. Hatırladığım kadarıyla gayet hatasız ve temiz bir baskı. Çevirenin, editörün ellerine sağlık. Vonnegut'un 1978 yılında gerçekleştirdiği bir konuşmadan sadece iki cümlesini daha alıntılayıp gidiyorum ben.
"Arthur C. Clarke'ın, Çocukluğun Sonu'nu okuyanınız vardır belki; bilimkurgu alanındaki birkaç başyapıttan biridir. Diğerlerinin hepsini ben yazdım."
Bunu ben de teee ne zaman okumuştum, bir ara tekrar okuyayım. Çok seviyorum Kurt Vonnegut'u <3 Ben antropolog diye biliyordum, demek kimya okumaya başlamış da bırakmış. Vay anasını!
YanıtlaSilAyy ben de çok seviyorum gerçekten, tekrar oku bakalım :)
SilBence de Vonnegut muhteşem bir yazardır. Sevgiler:)
YanıtlaSilBenimle hemfikir okurlarla karşılaşınca ne çok mutlu oluyorum. Sevgiler ^^
Sil