Kitaplara ara verip 1960 yapımı bir filmden bahsetmek istiyorum bu sefer. 12 to the Moon, IMDB'de 2.4 puan almış olsa da, dönemi içinde değerlendirilmesi gereken bir film ve bence çok keyifli!
Erkek arkadaşımın gönderdiği bir köşe yazısıyla filmden haberdar oldum ve hatta filme ulaşmamı sağlayan kaynağı da aynı mesajda buldum. Bilimkurgu kitaplarına olan sevgimi, filmlere doğru genişletmek isteyen sevgili kişisi bana bol bol bilimkurgu izletmek konusunda ısrarlı çünkü! Yeri gelmişken, yakın zamanda çekilen bir film olan Attack the Block, puanının aksine izlediğim en anlamsız ve kötü bilimkurgu filmiydi, belirtmek istedim.
Gelelim 12 to the Moon'a... Film, Ay'a yapılan ilk insanlı yolculuktan dokuz sene önce çekilmiş. Uzayın ve uydumuzun o zamanlar çözülmemiş esrarlarına çok naif bir yaklaşımları var. Bilimkurgu severleri (fakat içinde gerçekten "bilim" olan kurgulardan bahsediyorum.) şaşırtacak, güldürecek, 'yok artık' dedirtecek anlamsız detaylarla dolu film. Uzay boşluğunda ışıldayan yıldızlar, mekiğin yanında süzülen bulut kümeleri, bitmek bilmeyen asteroid yağmurları, plastik şezlonglarda gerçekleşen yolculuk... Bence en eğlenceli saçmalıklardan biri şöyleydi: Ay yüzeyinde 'hava' arıyor astronotlar; iniş yaptıkları yerde atmosfer yokken, kısa bir yürüyüş mesafesinde "burda hava var" diyerek kasklarını çıkarıp normal solunum yapabiliyorlar! Ve daha güzeli, sanırım o dönemin teknolojisi yansıma sorununu çözmeye yetmediği için, astronot kasklarının önünde "invisible shield" olduğunu iddia ederek olası "aaa kameramanı gördüm lan!" söylentilerini engellemişler ve astronotların yüzlerini görmemizi sağlamışlar.
Filmin oyuncu kadrosu on iki kişiden oluşuyor (ilk sahnelerdeki figüranları saymazsak...) Amerikalılar, Alman, Rus, Japon, Fransız... ve Muzaffer Tema. Çokuluslu bir uzay yolculuğu anlatılıyor; Ay'a ABD bayrağı yerine, bu topluluğu simgeleyen bir bayrak dikiyorlar. Ekibin baş doktoru olan Muzaffer Tema (Dr. Selim Hamit) hafif aksanlı İngilizcesi, karizması ve güzel yardımcısını etkileyen tavırlarıyla göz dolduruyor!
O dönemin teknolojisi ve insanların teknolojiye bakışı, şimdi baktığımız yerden o kadar geri kalmış ki (oysa çok değil, elli senelik bir film) örneğin Ay'a giden ekibin nükleer enerjiye duyduğu güven inanılmayacak kadar aptalca gözüküyor. Kostümler, mekan tasarımları, görsel efektler; Matrix'i, Avatar'ı, Inception'ı izleyen bizler için tarih öncesinden gelmiş izlenimi uyandırıyor. Yine de ve her şeye rağmen, 12 to the Moon izlenmesi gereken bir bilimkurgu filmi olarak arşivimdeki yerini aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder