Nötralizör
Dost Körpe
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ekim 2010 (1. basım)
128 sayfa
Kitapçılarda bilimkurgu kitapları ufacık bir rafa sıkışmış oluyor çoğunlukla, o raftaki kitapların da neredeyse tamamı çeviri romanlar. Nötralizör, galiba okuduğum ilk Türk bilimkurgusu, Seyit Ali Aral'ın İçli Köfte'sinde okuyup, hemen gidip almıştım kitabı. Nötralizör'ü, birçok bilimkurgu eserinin çevirisini de yapan Dost Körpe yazmış. 128 sayfalık, kısa bir roman.
Dost Körpe
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ekim 2010 (1. basım)
128 sayfa
Kitapçılarda bilimkurgu kitapları ufacık bir rafa sıkışmış oluyor çoğunlukla, o raftaki kitapların da neredeyse tamamı çeviri romanlar. Nötralizör, galiba okuduğum ilk Türk bilimkurgusu, Seyit Ali Aral'ın İçli Köfte'sinde okuyup, hemen gidip almıştım kitabı. Nötralizör'ü, birçok bilimkurgu eserinin çevirisini de yapan Dost Körpe yazmış. 128 sayfalık, kısa bir roman.
Mars'ta kolonileşen insanların arasında, yaşadığı devasa fanustan sıkılan bir adamı anlatıyor. Yanlışlıkla yaptığı bir keşif, gizli tutulan bir araştırma, ne olduğunu pek bilmediği bir makineye ulaşmak için harcadığı çaba... İlgi çekici bir konusu var aslında kitabın; ama iki saat içinde bitecek kadar kısa ve benim bir türlü sevemediğim romantik betimlemelerle yazılmış ve sanki aceleye gelmiş gibi, konu pek derinleştirilmemiş. Yine de kitaplığınızın bilimkurgu rafında (ya da raflarında) yerli bir roman da bulunmasını isterseniz alınıp okunası bir roman olmuş.
Nötralizör benim raflarda da okunmayı bekliyor. Türk bilim kurgu okumak isterseniz M.R. Yalçınkaya'dan Ambrosia Laneti'ni de öneririm.
YanıtlaSililk fırsatta bakayım ona da =)
SilYeni olan herşeyin evrilme sürecine ihtiyacı vardır. Deneyimle kazanılan birikimlerin üzerine inşa edilecek her yeni ürün, bir sonrakinin daha iyi olmasına yardımcı olur. Belli alanlarda yeteri kadar üretkenlik olmadığında, referans alınacak bir başlangıç noktası da olmuyor. Bu sebeple de ortaya çıkan ilk ürünler genelde olgunlaşmamış oluyorlar.
YanıtlaSilTürkiye'de askeri-politik kurgu romanlarının da bir geçmişi olmadığı için Metal Fırtına, Üçünçü Dünya Savaşı gibi romanlar da aceleye gelmiş örneklerdi mesela. Kendimize ait bir tarzımızın oluşması zaman alır. Umarım bilimkurgu tarzına ilgi artar ve biz de daha fazla yerli roman görebiliriz.
Başka bir yazıda, ya da bir yorumda bilim üretmeyen ülkeden bilim kurgu çıkmayacağına kanaat getirmiştik. O fikrin hâlâ arkasındayım, bilimi ve teknolojiyi dışardan aldıkça ve bilimde ileri bakmadıkça bu ülkeden iyi bilim kurgu eserleri çıkmasının çok zor olduğunu düşünüyoum. Metal Fırtına ve benzerlerini okumadığım için yorum yapamıyorum ama daha iyi yerli bilim kurgular görme umudunuza katılıyorum.
Sil