Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak
Altay Öktem
Everest Yayınları
Mart 2010 (3. basım)
224 sayfa
Adıyla korkutan bu romanı, çok sevdiğim bir arkadaşımdan ödünç alıp okumuştum, sanırım 2008 ya da 2009'da. Okuduktan (ve kitabı sahibine iade ettikten) sonra aramış; baskısı tükendiğinden olsa gerek, bulamamıştım. 2005 ve 2006'da yapılan ilk iki basımdan sonra 2010'da üçüncü basımı yapılmış kitabın, hiç aklımda yokken İdefix'ten gelen günlük reklam e-maillerinden birinde gördüm; tuhaf ama, sevgililer günü temalı e-mailde! Elbette hemen alışveriş listeme attım, yanına yine Altay Öktem'in kitaplarından "Tanrı Acıkınca"yı da ekledim ve siparişi verdim. Şu anda Tanrı Acıkınca'yı okuyorum, ama önceliğim -tekrar okumak istediklerim listemin tepelerinde bulunan- Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak oldu.
Kitap rastlantılar etrafında dönüyor, sevgilisinin öldüğü trafik kazasının ardından kendini eve kapatan yazar/editör Yeşim Miraç'la başlıyor anlatı; ardından biraz geçmişe gidip sevgilisi Ziya'nın ölümünü, Yeşim'in girişimiyle ortaya çıkan öykü derlemesinin doğuşunu okuyoruz. Yeşim Miraç, çalıştığı yayınevinin editörüne bir fikir sunuyor: Yazarlardan, kendi ölümlerini kurgulayacakları birer öykü isteyelim, bu öyküleri "Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak" adı ile yayımlayalım. Editör, Yeşim Miraç'ın da bir öykü yazması koşulu ile kabul ediyor bu seçkiyi yayınlamayı. Sonrasında hem farklı yazarların elinden çıkan öyküleri, hem de öykülerle hayatın kesişmesini okuyoruz.
Altay Öktem, farklı yazarların adı ile sunduğu her öyküsünü farklı tarzlarda yazmış; bu öyküleri gerçek hayat kurgusu ile öyle güzel birleştirmiş ki, okurken sürekli bir gerilim sunuyor okuruna. Necronomicon'dan bahsediyor, sadece ölümün değil, hayatın karanlığını da anlatıyor.
"Ve ölüler değildir her daim karışan karanlığa."
Sonunda, bu kitaptan kimse sağ çıkmıyor.
Bir zamanlar Penguen'deki yazılarından takip ettiğim Altay Öktem'in şimdilik bir kitabını okudum, ikincisini okuyorum. Böyle devam ederse/m kitaplığımda bir Altay Öktem bölümü yapmam gerekecek.
Kitabın yazarı tarafından da fark edilen ve paylaşılan bu güzel yazı için teşekkürü bir borç bilirim. :)
YanıtlaSilİki gündür neşemin kaynağı o oldu. Ben teşekkür ederim =)
SilAraya sokuşturulmuş Necronomicon'u görünce ohara diyor insan, lakin kitap güzel.
YanıtlaSilNecronomicon'u da okumak lazım =)
SilKitabı yazan Arap kardeşimiz, semtinde kurulan pazarda gezinirken kafayı yiyip domates tezgahının üzerine yığılarak ölmüş. Domatesler haricinde gerçek hikâye. Aman dikkat. :ı
Sil