8 Ekim 2012

Kızıl Yıldız / Mühendis Menni


Kızıl Yıldız - Красная звезда (Krasnaya Zvezda)
Aleksandr Bogdanov
Çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu
Yordam Kitap
Temmuz 2009 (1. basım)
189 sayfa

Mühendis Menni - Инженер Мэнни (İnzhener Menni)
Aleksandr Bogdanov
Çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu
Yordam Kitap
Temmuz 2012 (1. basım)
160 sayfa

Sovyet yazar ve bilim adamı Aleksandr Bogdanov'un iki kitaplık Kızıl Yıldız serisini çok sevdim. 1900'lerin başında yayınlanan Kızıl Yıldız, sosyalist bir dünyayı anlatıyor. İlk kitaptan yaklaşık on beş yıl sonra basılan Mühendis Menni ise, aynı dünyanın geçmişini ve sosyalist düzenden önce neler olduğunu anlatıyor.

Bogdanov'un bilimsel bazı öngörüleri inanılmaz başarılı, 3D sinemayı anlatmış! Bazıları ise tabii ki, o kadar da değil. Henüz anti-maddeyi kullanmayı başaramadı bilim adamları...

Kızıl Yıldız, siyasal gerilimin yükseldiği bir ortamda başlıyor. Sosyalist bir bilim adamı olan Leonid, elektronlar ve madde hakkında yazdığı bir yazı sayesinde Menni kod adlı adamın dikkatini çekiyor. Leonid'in teorisinde anlattığı "Dünya, Güneş ve bildiğimiz diğer cisimler tarafından çekilen değil, itilen tipte madde"yi, gizli bir bilim insanları topluluğu olarak üretebildiklerini söyleyen Menni; negatif madde ile uçmayı başardıklarını ve atmosfer dışı uçuşlar yapabildiklerini anlatıyor; Leonid'i kendilerine katılmak üzere davet ediyor. Sonra, Menni ve arkadaşlarının aslında Marslı olduklarını öğreniyoruz. Bogdanov, büyük bir iyimserlikle tek güneş sistemi içinde iki gezegende benzer evrim basamakları olacağını, Mars'ın oksijen içeren bir atmosfere sahip olduğunu, farklı gezegenlerde aynı bilincin olgunlaşacağını varsaymış ve bu varsayımla birlikte Mars insanlarının hızlı bir toplumsal ilerleme gösterip ideal sosyalist toplumu kurdukları bir ütopya yaratmış.
Menni ve arkadaşlarına katılan Leonid, serbest düşme yasasına göre hızlanarak dünyadan uzaklaşan gemi ile Mars'a gider, yaklaşık 2,5 ay süren yolculuk boyunca Marslıların dilini öğreniyor, gemi ekibindeki çeşitli uzmanlarla vakit geçirip her birinin mesleklerine nasıl yaklaştıklarını, eğitim anlayışlarını öğreniyor; Dünya gezegeninin temsilcisi olarak Marslıların sosyalist düzenini anlamaya çalışıyor. Böylece Bogdanov, idealindeki sistemle ilgili birçok detayı anlatabiliyor okuruna.
"Bilimimiz ve sanatımız, ortak çalışmayla elde edilmiş olan şeyleri herhangi bir kişiye mal etmeden korur. Geçmişin isimlerinden oluşan bir safranın insanlığın belleğine bir yararı yoktur."
Mars'a indiklerinde ise çalışma koşulları, istatistik bilimi, okullar, hastaneler, yaşama ve ölüme bakışları... hakkında bilgi edinmeye devam ediyoruz Lenny ile birlikte.
"Çalışmak, gelişmiş sosyalist insanın doğal gereksinimidir ve örtülü veya açık bir şekilde çalışmaya zorlamak bizim için son derece gereksiz bir şeydir."
Bogdanov, kurguladığı dünyada sanatı da ihmal etmemiş ve Mars'ta bir müzeyi, Mars'ın sosyalist toplumunun sanata bakışını uzun uzun anlatmış. Sosyalist bir toplumda müzelerin sanat koleksiyonları değil, estetik bilimiyle ilgilenen kurumlar olduğunu söylemiş. Kitabın yazıldığı tarihte estetiğin bir bilim dalı olarak ele alınmasına bayıldım! Sanatın işlevselliğine de değinmiş yazar, bu bölümde. Nesnelerin güzelliği uğruna işlevsellikten vazgeçilmesini "O zaman sanat değil, sahte bir güzellik, yapaylık söz konusu olurdu." diyerek yadsıyor; konstrüktivizmi yaratan Rus sanatı, elbette işlevselliğe önem verecektir! Aynı yaklaşımla, kuralsız/düzensiz şiiri de eleştiriyor, "Doğru ritimli olan bir şeyin bize güzel görünmesinin nedeni hiçbir zaman kurallara düşkünlük değildir, bunun nedeni, bu doğru ritimli şeyin yaşantımızdaki ve bilincimizdeki süreçlerin ritmik doğruluğuyla derin bir uyum sağlamasıdır." diyor.

Kitapta öngörülen gelecek ve teknoloji; kimi yerlerde o kadar başarılı ki; Bogdanov, bizim için sıradanlaşan üç boyutlu sinema sistemini tüm detayıyla anlatmış; yalnız gözlük yerine dürbün kullanmış.
"Ekranda aynı anda iki görüntü, yani bir stereogramın iki yarısı veriliyordu, izleyici salonunun her bir koltuğunun önünde ise iki düz görüntüyü bir tek görüntü, ama üç boyutlu bir görüntü halinde birleştiren stereoskopik bir dürbün bulunuyordu."
İdeal toplumu anlatan kitapta, bu topluma ayak uydurmakta zorlanan Leonid'in sıkıntıları ile birlikte, Mars insanlarının sorunları ve çözüm bulma çabaları; Leonid'in kabul edemeyeceği bir çözüm yolu, sonunda kahramanımızın dünyaya dönüşü var. Kızıl Yıldız'ı ve anlattıklarını çok sevdim.

Mühendis Menni ise adeta bir Star Wars'un 1 numaralı filmi. İlk kitapta anlatılan dönemin öncesini ve Mars sosyalizminin doğuşunu anlatıyor. Kitabın başında Leonid bize kendini hatırlatıyor; Marslı dostlarının yanına geri döndüğünü ve bir tarih kitabının çevirisini yapmaya çalıştığını söylüyor. Biz de, Leonid'in tercüme ettiği tarih kitabı dolayısıyla geçmişe dönüp Mühendis Menni'nin hikayesini okuyoruz.

Feodalitenin henüz tükenmediği ve Mars'ta sosyalizmin oluşmadığı bir dönemde başlıyor hikaye, toprak sahipleri ile din adamlarının mücadelesini; krallıkların din adamlarıyla çatışmasını anlatıp; direnişçi bir "Dük"ten ve onun çocuğu Menni'den bahsediyor kitap. Sosyalizme karşı direnen Aldo'nun aksine, tam bir sosyalist olarak yetişen Menni; Mars'ın tek kıtasındaki çölleri yaşanabilir hale getirecek büyük bir proje sunuyor hükümete ve tamamlanması yıllar sürecek olan proje için finansman sağlayan hükümetten aldığı yetki ile birlikte, kalabalık işçi topluluğunun başında, projenin tek sorumlusu olarak göreve başlıyor.

Menni'nin projesi ilerlerken; bir aşk hikayesiyle birlikte sosyalist düzenin emekleme dönemini, işçi mücadelelerini, bilimin ne kadar dağınık ve halktan uzak olduğunu okuyoruz. Romanın sonu biraz mistik bir hava taşıyor. Karanlık bir rüyadan, binlerce yıl sonraya uyanıyor Menni ve bıraktığı mirası görüyor.

Mühendis Menni'yi Kızıl Yıldız kadar çok sevmedim. Yine de çok iyi bir kitap ve Kızıl Yıldız'da anlatılan dünyanın geçmişini ve yazarın bütünleşik düşüncesini anlamak için okunmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder