8 Ocak 2020

Ben, Kirke


Ben, Kirke - Circe
Madeline Miller
Çeviren: Seda Çıngay Mellor
İthaki Yayınları
Eylül 2019 (1. basım)
404 sayfa

Kirke. Azra Erhat'a göre, "Büyücü tanrıça Kirke tıpkı Kalypso gibi Odysseus'un serüvenlerinde başlıca rol oynayan kişilerdendir. Güneş Tanrısı Helios'la Okeanos kızı Perseis'ten doğmadır denir kimi efsanelerde, kimine göre de Hekate'nin kızıdır ve büyücülüğü ondan almıştır."*

Mitolojiyi çok severim. Sadece Yunan da değil; Kafkas mitolojisi, Türk mitolojisi, Çingene mitolojisi gibi kitaplar bulunca onları da alıp okurdum eskiden. (Türk mitolojisi kitabımı, nereden baksan 15 sene kadar önce, bir ödev için ödünç alıp geri vermeyen arkadaşım, seni de unutmadım ve kitabımı hâlâ özlüyorum.) Sonra üniversite öğrencisiyken bir yaz Mitologya'yı okudum, sonraki dönem de okulda mitoloji dersi aldım. Uzuuuun öğrencilik hayatımın en sevdiğim derslerinden biri oldu. Sorun şu ki, hafızam çok iyi değil. Gayet iyi tanıdığım isimlerin ne tanrısı olduğunu, kimin kiminle evlendiğini ama aynı zamanda onun yeğeni olduğunu, hangi yarı-ölümlünün hangi tanrıyla fingirdediğini sorsanız söyleyemem. O yüzden evimde iki tane mitoloji sözlüğü var, biri Azra Erhat, biri Pierre Grimal. Şimdi de Kirke'nin yanına bu sözlükleri koydum, adeta çok ciddi bir inceleme yazacakmış gibi oturdum klavyenin başına.

Goodreads kullanıcıları tarafından 2018'in en iyi fantastik romanı seçilen Ben, Kirke bildiğimiz kahramanların daha önce okuduğumuz öykülerini iç içe örüyor ve Kirke'nin tarafından anlatıyor. Titan Helios'la, Okeanos'un kızı nympha Perseis'in çocuklarından en büyüğü olan Kirke'nin sesi ölümlüler gibi zayıfmış, hiçbir tanrısal gücü de yokmuş. O yüzden annesi hor görür, babası umursamaz, kardeşleri ise bütün acımasızlıklarıyla dalga geçerlermiş Kirke'yle.

Sonra, yüzyıllar sonra, Kirke'nin aslında göründüğü kadar güçsüz olmadığı ortaya çıkıyor. Yeni bulduğu gücüne alışmaya çalışan Kirke hem babasını hem de Zeus'u o kadar korkutuyor ki, Aiaie adasına sürgüne gönderiliyor ve orada güçleri gelişirken yeni yaşamına ve yalnızlığa alışıyor. Bazen Hermes ziyaretine geliyor. Bir kez kız kardeşi Pasiphae'nin talebiyle Girit'e gidip Minotauros'un doğumuna yardımcı oluyor. Olymposlu babalar kızlarını cezalandırmak için yanına gönderiyorlar. Bu adada Kirke büyüyor, gelişiyor, Aiaie'nin Cadısı olarak tanınmaya başlıyor.
"O kusursuz, boş odaların arasında kendimi öyle hissettim ki... ne bileyim. Hayal kırıklığına uğramış hissediyordum. Sanırım içimde hâlâ Kafkaslar'da yalçın bir kayalığı ve karaciğerime doğru dalan bir kartalı umut eden bir yer vardı. Ama Skylla, Zeus olmadığı gibi ben de Prometheus değildim. Nympha'ydık biz, zahmete değmezdik."
Mitoloji seviyorsanız ve Ben, Kirke'yi henüz okumadıysanız kesinlikle okumanızı öneririm. Su gibi akıp gidiyor. Ben öyle keyif aldım ki, mitolojiye doyamadım diye hemen arkasından Neil Gaiman'ın İskandinav Mitolojisi kitabına geçtim.

* Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi

1 yorum:

  1. Selam.
    Bende geçtiğimiz hafta bitirdim Ben, Kirke kitabını. Sevdim mi 3vet, ama Kirke'yi daha çok anlatsın, daha çok kurgulasın isterdim.

    YanıtlaSil