8 Mayıs 2014

Mutsuz Aşk Vardır


Mutsuz Aşk Vardır
Hazırlayan: Kadir Aydemir
Yitik Ülke Yayınları
Ocak 2014 (1. basım)
400 sayfa

Okuma Şenliği için bir öykü kitabı.

Romantizm deyince aklına Delacroix, Goya falan gelen bir insanım ben. Romantizm benim için bir sanat akımıyken, üstelik çok sevdiğim bir akım bile değilken, böyle aşk dolu, mutsuzluk dolu bir kitabı neden okuduğumu pek bilmiyorum. Bazen olur böyle; çok üzücü, çok ağlatacak filmler izlemek isterim, buram buram dram olsun ortalık, ağlamaktan gözlerim şişsin, bir ferahlayayım isterim. Ama pek olmuyor... En son bu isteğe kapıldığımda bana önerilen ("Çok ağlayacaksın!") filmi boş gözlerle izleyip "Eee? Çok mu duygusal şimdi bu?" diye sorduğumda kendimden biraz şüphelenmiştim. Bu kitabı okuyup bitirince şüphelerim arttı, "Al sana duygu! His! Üzüntü! Çok acı!" diye sunulan hislerden hiçbir şey anlamıyorum sanırım. Kitapların ve filmlerin çok anlamsız sahnelerinde hislenip üzülebiliyorum fakat duygusallık, romantizm, aşk acısı gözüme gözüme sokulursa yabancılaşıyorum galiba. Üstü kapalı, ince ince sunulan romantizm daha iyi değil mi?

Yitik Ülke'nin genç yazarların kitaplarını yayımlamasını, kitaplarının yanında tohum hediye etmek gibi güzellikler yapmasını, suluboya kapaklarını çok seviyorum. Yitik Ülke tarafından yayımlanan ve okuduğum iki roman da çok keyifliydi. Fakat bu kocaman öykü derlemesini sevemedim. Kitapta 133 yazardan 133 öykü var; bazı öyküler iyi, bazı öyküler pek iyi değil, bazı öykülerde (boşluk doldurmaya çalışan köşe yazarları gibi) her cümle üç nokta ile bitiyor. Üç nokta adlı güzide noktalama işaretinin cümlelere duygusallık kattığı fikrini kim uydurdu, hangi noktadan sonra bu kadar yaygınlaştı bilmiyorum ama o insana karşı kin doluyum. Bütün bir metinde her cümle üç nokta ile bitince okuyamıyorum çünkü ben o yazıyı... Dikkatim dağılıyor... Neden böyle yapmış ki diye derin düşüncelere dalıyorum... Gözlerim ufka dalıyor... Gün batıyor kızıl harelerle... Sen yoksun... Kara bir kedi geçiyor kaldırımdan, irkiliyorum... Sonra, sonra konu dağılıyor... "Ben ne anlatıyordum yahu?" diye soruyorum kendi kendime... Toparlamaya çalışıyorum... Fakat artık hisli şarkıcılar gibi bakıyorum ekrana... Ehm... Özür dilerim!

Kitaptaki öyküler aşk kavramını derinlemesine inceleme iddiasında değil, bir kişiye hissedilen aşk ve (adı üzerinde) mutsuz aşk hikayeleri var. Birçoğu genç yazarların kaleminden çıkan öykülerin hepsini beğendiğimi söyleyemem elbette. Birkaç öyküyü sevdim, bazılarını sevmedim; bazı öykülerde yazarın "vurucu" cümlelerinden çok, arada öylesine geçen birkaç cümleyi sevdim. Bir kitabın arasından düşüp kaybolan fotoğrafa üzüldüm, "Ne güzel konuşuyordu. Ben de onu ne güzel dinliyordum." cümlelerine bayıldım; bir de, "Yalnız da değilim. Her yanımda kitaplar var." diyen yazarı çok sevdim! Diğer yandan ise, az önce (biraz kendimi kaptırarak) belirttiğim gibi, üç noktalarla dolu paragraflardan rahatsız oldum, "Lanet olsun!" diye acısını haykıran bir adama üzülemedim ama epey güldüm; ıssız adamlara, ıssız krallara, "duyumsanan hisler"e boş boş baktım.

Sonuç olarak, Mutsuz Aşk Vardır benim çok severek okuduğum bir kitap olmadı. Türü sevenlere çok daha fazla keyif verecektir eminim, ama ben bilim kurgudan devam etsem daha iyi olacak.

6 yorum:

  1. Ay herhalde ben de sevmezdim. Ben de inceden inceden verilen romantizmi tercih ediyorum sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öylesiyle empati kurmak daha kolay oluyor =)

      Sil
  2. romance'ın en basit ve dayatmacı ve fakat samimiyetsiz hali hani şu eski türk salon melodramlarındadır.neler hissetmeniz gerektiği adeta kafanıza vura vura telkin edilir.Tabii bizde inandırıcılıktan uzak bulur genelde güleriz!! duygusallığın, sevginin gösterşsiz samimi ve inandırıcı yaşandığı eserleri severim.Özellikle 19.yüzyıl İngiliz klasikleri bu açıdan tatminkar gelir bana.Austen'in EMMA sı yada Dickens'in İki Şehrin Hikayesindeki asil ve fedakar aşk gibi..
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klasik edebiyata dönüş yaparsam önerilerinizi değerlendireceğim. =)

      Sil
  3. Üç nokta adlı güzide noktalama işaretinin cümlelere duygusallık kattığı fikrini kim uydurdu, hangi noktadan sonra bu kadar yaygınlaştı bilmiyorum ama o insana karşı kin doluyum.

    Ahaha! Cok güldüm ve katılıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ama... (Ay yine başladım! Ehehe teşekkürler!)

      Sil