20 Şubat 2014

Ötekiler Arasında


Ötekiler Arasında - Among Others
Jo Walton
Çeviren: M. İhsan Tatari
İthaki Yayınları
Kasım 2013 (2. basım)
381 sayfa

Ötekiler Arasında'yı, Twitter'da bana öneren bir bilim kurgu-sever sayesinde duydum fakat "periler..." deyince durakladım, hafifçe burun kıvırdım, bir ara bakarım diyerek zihnimin gerilerine attım. Sonra, M. İhsan Tatari'nin çeviri macerasını okudum ve kitabı okumam gerektiğine karar verip kitapçıma rica ettim, benim için getirdi kitabı. Hemen okudum, çok keyif aldım. Önce bunları anlatıyorum ki, benim gibi ön yargılı yaklaşmayın kitaba, aklınıza Pinokyo'daki peri ya da Tinkerbell gibi kanatlı, minik masal yaratıkları gelmesin.

Ötekiler Arasında'yı okurken, neredeyse kesintisiz bir gülümseme ve mutluluk hissi yaşadım. Nasıl anlatayım? Yumuşak bir battaniyenin altında sıcak çikolata içerken çizgi film izlemek gibi, çok huzurlu, sakin bir keyif verdi kitap. (Bir daha betimleme yapmaya kalkışmasam daha iyi olacağını fark ettim bu arada.) Diğer yandan, bilim kurgu ve fantastik edebiyata özel bir ilginiz yoksa kitap zaman zaman sıkıcı gelecektir çünkü kitap boyunca onlarca yazara ve kitaba göndermeler var. Elbette, bilim kurgu seviyorsanız bütün bu isimler geçidi (geçit derken: kortej, resmi geçit, fener alayı.... gibi bir şey, aradığım sözün ne olduğunu bulamadım.) kitabın verdiği keyfi artırıyor. Okuduğum kitapların adı geçtiğinde "Ayy!" diye sevinip, henüz okumadığım kitapları not alacak yer aradım; sonunda fark ettim ki, kitabın sonuna bir liste eklemişler ve hatta Türkiye'de yayımlanan kitapların hangi yayınevinden çıktığını yazmayı da ihmal etmemişler. Alınması ve okunması gereken kitaplar listeme yaptıkları katkılardan dolayı İthaki'ye ve M. İhsan Tatari'ye teşekkürlerimi sunarım!

Tamamen laf kalabalığı olan iki paragraftan sonra, kitabın kendisine gelirsek... Ötekiler Arasında; Nebula, Hugo ve BFS ödüllerini toplamış, hatta Ursula K. LeGuin'den övgü almış bir kitap. Roman, Galler'de yaşayan ikiz kız kardeşler Morwenna ve Morganna'nın bir kömür fabrikasını kapatmak için yaptıkları büyü ile başlıyor. Hemen ardından dört yıl ileriye gidiyor ve kardeşi öldükten sonra deli annesinden kaçan Mor'un (ya da Mori) günlüğünü okumaya başlıyoruz.
"Her ikimize de Mo veya Mor derlerdi."
"İyi de sizi birbirinizden nasıl ayırt ediyorlardı?" Bana bakmıyordu, bir başka sigara yaktı.
"Edemiyorlardı." Kendi kendime gülümsedim.
Kimsenin birbirinden ayırt edemediği Mor kardeşler (detaylarını bilmediğimiz büyülü bir savaşta) annelerini durdurmaya çalışmışlar; bu sırada kardeşlerden biri ölmüş, hayatta kalan kardeş ise bacağı sakatlanarak kurtulmuş. Mori, annesinden kaçtıktan sonra hiç görmediği babasının yanına gönderilmiş; çünkü (devletin gözünde) hiç tanımadığınız bir baba, yanında büyüdüğünüz teyzeniz ve dedenizden daha yakındır.

Tüm dünyası kitaplar (özellikle de bilim kurgu ve fantastik kitaplar) olan Mori; perileri görebiliyor, büyü yapabiliyor ve bütün bunların sonucu olarak çevresinde anlaşabileceği çok fazla insan yok. (Perileri göremeyen, büyü yapamayan ama yine de -hiç olmazsa- bilim kurgudan bahsedebileceğim birkaç arkadaşı ancak internetten bulan ben, Mori'yi epey iyi anlıyorum.) Kütüphaneci Bayan Carroll'ın dediği gibi:
"Sana anlam ifade eden şeyler hakkında diğer insanlarla çok fazla konuşma fırsatı bulamıyorsun, değil mi?"
Mori'nin babası Daniel, çok zengin olan üç ablası ile yaşıyor ve o da bilim kurgu seviyor. Halaları Mori'yi bir yatılı okula gönderdikten sonra, babası ile olan buluşmaları ya da mektuplaşmalarında genellikle kitaplardan bahsediyorlar. Bu arada Mori, hem anne tarafından, hem baba tarafından ailesini uzun uzun anlatıyor günlüğünde. Bu soy ağacı anlatımı sıkıcı ve gereksiz gelebilir belki; bana kendi akrabalık ilişkilerimi hatırlattığı için okurken gülmekten kendimi alamadım. (En yakın arkadaşlarımdan olan bazı kuzenlerimin soy ağacımın kaçıncı dalından kuzenim olduğunu anlatmak çok zor olabiliyor. "Çok yakın akrabayız, kardeş sayılırız. Onun dedesiyle benim babaannem kardeş torunları oluyor. Çok yakın işte, ne var?!")

Kitap delisi, büyü yapabilen, topal bir kız olarak "ötekiler"den farklı olsa da, 15 yaşındaki Mori diğer kızlar gibi büyüyor, kendini tanıyor, cinselliği keşfediyor, arkadaşlar edinip normal bir genç kız gibi davranmaya çalışıyor. Kitap boyunca süren bir dinginlik var fakat (bence) sıkıcı bir hal almıyor bu dinginlik. Mori bir anda Vakıf'taki Katır'dan bahsetmeye başlayabiliyor; ya da bir karass bulmak için büyü yapmaya kalkışıyor, sonra da büyünün ahlaki yönünü irdeleyip günler süren bir pişmanlığa dalıyor.

Mori'nin okula alışma çabası, kütüphanede geçirdiği saatler, katıldığı kitap kulübündeki tartışmalar gibi çok sıradan olaylar; perilerle olan diyalogları, annesinin kötülüğüne karşı yaptığı savunma büyüleri, ölüler için açılan kapı gibi fantastik ögelerle iç içe geçiyor kitapta. Sonunda, kitap başladığı yerde, Galler'in mistik arazisinde; birazcık yükselen temponun ardından sakince bitiyor. Kitap boyunca anlam veremediğim ("Neden böyle oldu ki şimdi?" diye kaşlarımı kaldırdığım) tek yer, ensest konusuna uzanan birkaç satır oldu. En başta dediğim gibi, kitap boyunca bahsi geçen eserlere aşina değilseniz, Ötekiler Arasında biraz sıkıcı gelebilir; yine de büyü ve perilerin günlük hayatın içine böyle güzel yerleştirildiği bir kitap okumamıştım sanırım.
"Eğer kitapları yeterince seviyorsanız onlar da sizi sever."

17 yorum:

  1. Merak ettiğim bir kitaptı. Yorumun için teşekkür ederim. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba
    Bundan böyle bu güzel bloğun takipçisiyim. Ben de bloğuma beklerim.
    Görüşmek üzere…

    YanıtlaSil
  3. Yaşasın! "Bu kitabın konusu ne?" diye soranlara bir türlü cevap veremeyen, özet geçememe özürlüsü olan ben, bu güzel inceleme sayesinde bu sorundan kurtulmuş bulunuyorum. Ancak bu kadar güzel özetlenebilirdi çünkü :)

    Kitabın sonundaki listeyi faydalı bulmanıza ayrıca bir sevindim. Hazırlaması bayağı uğraştırdı ama kitabı okurken insanların da benim gibi liste hazırlama derdine düşeceklerini fark ettim. Her sayfada bir durup internetten kitabın araştırmasını yapa yapa çeviriye devam edemez olmuştum :) "Ensest" konusuna ben de anlam veremedim bu arada. Kitaptaki en gereksiz ve sevimsiz kısım orasıydı sanırım.

    Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah teşekkürler! Aslında yazdığım şeylerin ne kadar düzgün olduğundan hiç emin değildim, rahatladım =)

      Kitap listesi kesinlikle çok faydalı olmuş, zahmetinize değmiş bence. Bütçeme yapacağı zararlar konusunda kaygılarım var ama, olacak o kadar.

      Sil
  4. çok hoş bir anlatım olmuş, betimlemeler güzel ve anlaşılırdı kanımca, :DKitabı bir sürü sayılardan oluşan listeme ekliyorum , umarım kitap okuma hızım günde 3'e çıkar ve bu kitaba da sıra gelir...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu dediniz ya, içime bir su serpildi. Şu yazıyı yazıp bitirdiğimde çok karmaşık yazdığımı ve hiçbir şey anlaşılmadığını düşünüp korkmuştum. Aynı şeyi az önce MİT'e de yazdım zaten =)

      Kitap okuma hızı konusunda benim de öyle bir umudum var, bu gidişle okunacaklar listem hiç bitmeyecek. =(

      Sil
  5. “Bilim-Bilimkurgu-kurguedebiyat-fantastik-masal” sıralamasının 4.aşamasına geçmeyi sanırım yaşım gereği pek sevmiyorum.Bilimkurgu da da felsefi veya bilimsel temeli olmayan garip yaratıklar,canavarsı uzaylılar ışın kılıçları süslemeli konuları da okumuyorum.Ancak bu kitabı o kadar çekici ve sıcak bir şekilde anlatmışsınız ki sanırım bende battaniye altına girip sıcak çikolata içececeğim :)) Ankaralı kitapkurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsettiğiniz "ışın kılıcı, lazer savaşı" temalı, uzay arkaplanında geçip maceradan başka bir şey olmayan kitapları ben de sevmiyorum. Bilim kurguya gerçek değerini veren, Asimov gibi bilimsel gelecek öngörüleriyle dolu ya da Bradbury gibi sosyolojiyi çok iyi kullanan ustalar zaten.

      Bu kitap öyle çok büyük şeyler sunmuyor ama Mori'nin güzel sosyal değerlendirmeleri var ve işte, dediğim gibi, sevimli bir kitap. Umarım siz de keyifle okursunuz =)

      Sil
  6. Eğlenceli bir yazı :) Okurken bunu hissettim. Ötekiler Arasında kitabını çok merak etmeme rağmen henüz almamış olduğum için de kendimle çelişki içindeyim :). Anlatımınız için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okursanız eğer, keyifli okumalar diliyorum şimdiden. Yorum için de ayrıca teşekkürler =)

      Sil
  7. Arkadaki listenin de resmini falan paylaşabilirseniz sevinirim. Bu kitabı okumadan o kitapları okumak isterim. Eğlenceli bir yazı olmuş :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. =)Fakat, bu kitabı okumadan, listedeki tüm kitapları okumaya kalkışırsanız 154 tane kitap okumanız gerekir, sadece Türkçe yayımlananları okusanız, yine de yarıdan fazlası ediyor sanırım. =)

      Listenin fotoğraflarını çekip paylaşmayı düşünmüyorum aslında; fakat bitirebilirsem eğer, Türkiye'de yayımlanmış BK kitapları listesini paylaşıma açacağım. =)

      Sil
  8. Yazdığınız her satıra katılıyorum. Çevirmenin eklediği liste biz okurların pek alışık olmadığı şahane bir jest olmuş. İşini seven sayın çevirmene minnettarım; Dost Körpe'den sonra dilini ve yaklaşımını çok beğendiğim ve takip edeceğim bir çevirmen oldu. Sıcak çikolata tanımınız ve baştaki fotoğrafın beni benden aldığını da eklemek isterim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorumu çevirmenin de görmesi için kendisine ileteceğim birazdan. Teşekkürler güzel yorumunuz için =)

      Sil
    2. Çok teşekkürler, eksik olmayın. Çevirmenler ülkemizde pek göz önünde bulunmayan, hatta neredeyse varlığından hayal meyal haberdar olan biri konumunda maalesef. O yüzden bu tarz yorumları gördüğümde ayrı bir mutlu oluyorum. Sevgili Settie'ye de beni haberdar etme inceliğini gösterdiği için ayrıca teşekkürler. Dostlukla...

      Sil