1 Aralık 2013

Kasım ayı güncellemesi

Son iki haftadır buralarla pek ilgilenemedim. "Mevsim geçişi geleneksel soğuk algınlığı haftası" diye bir şey var, her yıl mutlaka şenlikler eşliğinde uğrar bana. Böylece kasım ayının birkaç gününü "hastayııım, başım ağrıyor, nefes alamıyorum, ay ateşim var galiba" mızıldanmalarıyla geçirdim. Tam olarak iyileşmeden Ankara'ya gidince ve Ankara'da bana sürpriz yapan buz gibi rüzgarlı havaya bolca maruz kalınca eve dönüp iki gün daha yattım. Bu arada, elbette istediğim hızda okuyamadım, günlerce elime kitap almadığım oldu.

Bir de araya "The Day of the Doctor" girdi, Doctor Who 50. yıl özel bölümü heyecanı birkaç gün önceden başladı; birkaç Whovian arkadaşımla sürekli birbirimizi gaza getirmelerimiz sonucu bölümün yayımlanmasının ardından bir hafta kadar devam etti. Kitap okuyacak kadar kendinde olmayan bünyem, Doctor Who bölümlerini baştan izlemeye itiraz etmediğinden, evde olduğum günler boyunca eski bölümleri tekrar izledim, izlemeye devam ediyorum. Bir yandan da, çoook uzun zaman önce başlayıp yarım bıraktığım el yapımı, kendi tasarımım TARDIS çanta projeme geri döndüm; devam etmeye üşenme nedenim olan detayları azaltıp çantaya minimal bir yaklaşım kazandırdım. Henüz bitmedi, ama tamamlayabilirsem üretim süreci fotoğraflarıyla birlikte bir yazıyı hak edecek!

Okuma durumuma gelirsek, Son Tiryaki'den sonra sadece Aylak Adam'ı okudum. Okuduğum baskı, kitabın 1974 tarihli ikinci basımı; ilk baskısı bana "yok artık" dedirten fiyatlarla satılıyor. Nadir Kitap'tan baktım da, 1000 TL'ye kadar çıkan fiyatlar var. İkinci baskıyı da, görece ucuza almışım sanırım. Aylak Adam'ı bitirdim, ama hakkında bir yazı yazmayı düşünmüyorum, kitabın ve Yusuf Atılgan'ın hakkını veremeyeceğimden korkuyorum. Üstelik bu kitabı yeni okusam da, yıllar öncesinden gelen bir anısı var; geçmişe dalmadan tarafsız bir değerlendirme yapmam çok zor.

Durum böyleyken böyle... Şimdi, yıllardır okumak isteyip yeni satın aldığım Kaybolan Sesler - Dünya Dillerinin Yok Oluş Süreci'ni okuyorum. Akademik bir çalışma sonucu ortaya çıkmış, epey ciddi bir kitap olduğundan, çok hızlı ilerleyemiyorum. Yine yıllık okuma hedefimi tutturamayacağım!

5 yorum:

  1. öncelikle "geçmiş olsun" diyorum.hastalıkliar mevsimi geldi.Dikkat etmek lazım .Aylak adam bence türk edebiyatının en iyi romanlarından biridir.Benim listemde ilk 5 te yeralır.Yusuf Atılgan iddiasız ama nitelikli bir edebiyatçı idi.Az ve öz yazdı.Faik Baysal la birlikte favori yazarlarımdandır ki bir kaç senede bir ikisini tekrar de okur farklı keyifler alırım.İsimleri havada uçuşan malum yazarlardan pek haz etmem ben.Anayurt otelini de okumanızı öneririm haddim olmayarak.Aylak adam türk romanında bir dönüm noktasıdır bence.Yaln bir anlatım harika bir tipleme lezzetli bir yanlızlık.Hepimizin olmak istediği bir Bay C.dir
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmiş olun dileğinize teşekkürler =)
      Aylak Adam'ı çok severek okudum, Anayurt otelini de listeme ekleyeceğim mutlaka. Faik Baysal hiç okumadım ama kitaplarından öneriniz varsa bir göz atmak isterim.
      İsimleri havada uçuşan malum yazarlara ise hiç girmeyelim, birkaç kez kitaplarından okumaya kalkışıp sonunu getiremediğim isimler geliyor aklıma; üzülüyorum.

      Sil
  2. faik baysal'ın bence en önemli eseri "Rezil Dünya" dır."Sarduvan" da çok kuvvetli bir eserdir.İlgilenenler; bunları okuduktan sonra beğenirlerse zaten yazarın diğer eserlerinin izini bulabilirler.Edebiyatımızın çok "pop" olmamış olmayada çalışmamış ayağa düşmemiş yazarlarını pek severim.Bunları yeni nesil edebiyatseverler öğrenmelidir kanaatindeyim.
    ankaralıkitapkurdu

    YanıtlaSil
  3. "tardis" çanta tasarımı kulağa hoş geliyor.
    bitirdiğin zaman görmeyi isterim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamlanıp eli yüzü düzgün bir çanta olabilirse blogda yapım aşamasıyla birlikte paylaşmayı düşünüyorum =)

      Sil