16 Kasım 2013

Son Tiryaki


Son Tiryaki
Metin Özdeş
Metis Yayınları
Nisan 1996 (1. basım)
168 sayfa

Müfit Özdeş'in Son Tiryaki adlı kitabı, Metis dizisinden çıkan tek Türk bilim kurgu kitabı. Yıllarını bir bilim kurgu fanatiği olarak geçiren Müfit Özdeş, bu alanda öyküler yazmaya başlamış; ardından Bülent Somay binbir dil dökerek bu derlemeyi yayımlamaya ikna etmiş kendisini. Buraya kadar her şey güzel, fakat sunuş yazısında Bülent Somay'ın dediği gibi:
"Türkiye gibi şu ya da bu sosyolojik/psikolojik/teknolojik/kültürel nedenlerle bilimkurgu dünyasına geç girmiş ülkeler, bu gecikmeleri nedeniyle bir kat daha şanssız oluyorlar."
Özdeş'in öykülerinde özgün fikirler, derin karakterler ve içi dolu kurgular bulmak zor. Çok iyi ustalardan, her biri ayrı yerden vuran onlarca bilim kurgu öyküsü okuduktan sonra, bu kitaptaki öykülere "iyi" demek çok zor, öte yandan "kötü" demeye de içim elvermiyor.

Kitapta yer alan 15 öykü, farklı türlerde yazılmış; yazarın kendine özgü bir dili yok ve bir arayış içindeymiş gibi gözüküyor. Bir öyküde "madde/enerji dönüşümü kuramını uygulamaya koyan libidosu yüksek periler" ile; başka bir öyküde dünyaya inip alkolik olmuş bir uzaylıyla karşılaşıyoruz. Genellikle eğreti duran bir erotizm var öykülerde, yazar "sex sells" lafına fazla güvenmiş adeta. Bir öyküde "bütün organları üçer tane" olan bir adam var diyeyim, siz anlayın. Kitap, beni bırakmayan bir "tam olmamış bu" hissi yarattı öyküler boyunca.

Kitaptaki ilk öykü olan İki Kısa Bir Uzun, bu derlemenin en derli toplu öyküsü bence, sürprizli finaliyle en sevdiğim öykü bu oldu. Derlemeye adını veren Son Tiryaki de, diğerlerinin arasından sıyrılan bir öykü. Bu ikisi dışında ise, çok iyi şeyler söyleyemiyorum öyküler hakkında. Yeraltı İnsanları adlı uzun öyküde örneğin, anlatım bir süre şimdiki zaman kullanılarak ilerlerken, aniden geçmiş zaman kipine dönüyor; "ne oldu şimdi, niye böyle" derken bitiyor kitap.

12 Kasım 2013

İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır -2-


İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır - Why People Believe Weird Things
Michael Shermer
Çeviren: Zeynep Reyhan Koç
Altın Bilek Yayınları
Haziran 2007 (1. basım)
542 sayfa (Bibliyografya ve dizin ile birlikte 615 sayfa)

Aylar önce (utanmasam bir yıl olacakmış) başlayıp yarım bıraktığım bu kitabı bitirdim dün. Şubat ayında, henüz kitabın yarısına gelmeden önce yazdığım kısa bir değerlendirme var aslında. Ama kitabı bitirmişken yine bir bahsedeyim istedim.

Bilimsel kuşkuculuğu yücelten ve bir kuşkucu olan Michael Shermer'ın kitabı akademik alıntıları, bölümlere ayrılmış incelemeleri ve fikirleriyle okunması gereken ve içeriğini çok sevdiğim bir kitap ama yine de okuyup bitirmek zor oldu benim için. Bölümleri ayrı ayrı zamanlarda okumak daha iyi bir okuma yapmayı sağlayabilir sanırım.

Kitap bilim ve kuşkuculuk konusunu anlatarak başlıyor, sahte bilim ve batıl inançlara değiniyor, evrim/yaratılışçılık, tarih/sahte tarih, uzaylılar tarafından kaçırılan insanlar gibi konuları inceleyerek devam ediyor ve sonunda "akıllı insanlar neden saçma şeylere inanırlar?" sorusunu cevaplamaya çalışıyor.
"Nadiren herhangi birimiz bir masa dolusu gerçeğin önüne otururuz, artı ve eksilerini değerlendiririz ve daha önce inandığımız şeyden bağımsız olarak en mantıklı ve akla uygun olan inancı seçeriz. (...) Sonra bilgi kütlesini sıralarız ve zaten inandığımız şeyleri en çok onaylayanları seçeriz ve onaylamayanları görmezden gelir ya da bahane buluruz."

7 Kasım 2013

Paslanmaz Çelik Sıçanın İntikamı


Paslanmaz Çelik Sıçanın İntikamı - The Stainless Steel Rat's Revenge
Harry Harrison
Çeviren: Metin Çetin
Metis Yayınları
Mart 1997 (1. basım) 
193 sayfa

Ah yahu Metis, ne diyeyim ben size! Üç gündür, Paslanmaz Çelik Sıçanın İntikamı'na baktıkça Metis'e söyleniyorum, içten içten homurdanıyorum. Bu kitap, Paslanmaz Çelik Sıçan ile başlayan serinin beşinci kitabıymış. Hangi mantıkla "Biz bu serinin ilk kitabını yayımladık; şimdi aradaki üç kitabı atlayıp beşinciye geçelim" dediniz? Hadi içinizden biri bu öneriyi sundu, bir tane aklı başında insan çıkıp "Saçmalama!" demedi mi?

Bu duruma tölerans göstermeyi sağlayacak tek şey şu: temelde aynı karakterler yer alsa da, her kitap farklı bir macera anlattığı için okumadığımız kitaplarda ne olup bittiği bizi pek ilgilendirmiyor. Fakat, ilk kitabın sonunda belli bir noktada bıraktığımız iki karakter neler yaşayıp da bu kitaptaki duruma gelmişler, bunu merak ediyorum ben. Sana çok kızgınım Metis!!!

Öhm... Sinirim birazcık geçti, tamam. Paslanmaz Çelik Sıçanın İntikamı, Harry Harrison'ın Paslanmaz Çelik Sıçan serisinin beşinci (Metis tarafından yayımlanan ikinci) kitabı. İlk kitapta tanıştığımız James diGriz, bu sefer Özel Birim için bir araştırma görevine çıkıyor. Diğer gezegenleri işgal eden militer bir gezegende başlayan gizli görevi, kadınların egemen olduğu Burada gezegeninde devam ediyor. Bol aksiyon, bol eğlence!

Serinin ilk kitabı gibi, bu kitap da bilim kurgu yazını adına çok fazla şey vaat etmiyor. Yine de, ilk kitaba göre daha fazla dikkatimi çeken noktaları var. Mesela, botox kaç yılında estetik amaçlı kullanılmaya başladı bilmiyorum ama; Harry Harrison 1970 tarihli kitabında şunu demiş: "Tabii ilk olarak sinirlerimi etkisiz hale getirerek yüzümdeki tüm ifadeyi silen bir iğne yaptım kendime." Başka bir yerde ahiret inancını ve "şu ana dair bilinç"i sorgulamış, savaş hakkında konuşmuş. Dikkat çekmek istediğim bir nokta daha var: Detaylandırılmasa da, kitapta bahsi geçen robotlar Asimov'un 3 robot yasasına dahil edilmişler: "... Ama tabii, silah taşıyamazlar ve herhangi bir tür şiddet içeren hiçbir harekette bulunamazlar."

Yani, bu kitabı okuyun. Tabii, önce Paslanmaz Çelik Sıçan'ı bir yerlerden bulup okumak iyi olur. Bu arada, kitapta adı geçen gezegenin adı orijinal yazımında da "Burada" ve Burada gezegeninde Taze, Fayda, Pire gibi isimleri olan insanlar var. Yayımcının eklediği dipnota göre, Harrison bu gezegendeki isimleri bir Türkçe sözlüğünden seçmiş. Çok ilginç değil mi?