20 Ocak 2012

Suikastçı


Suikastçı - Solar Lottery
Philip K. Dick
Çeviren: M. Alper Çopur
Sarmal Yayınevi
Ağustos 1999 (1. basım)
274 sayfa

Arthur C. Clarke'ın Suikastçı kitabını, itiraf ediyorum, çok beğenmedim. Clarke'ın kitaplarını okurken beklentimi fazla yüksek tutuyor olabilirim ama bu kitabı (bir günde bitirsem de) "çok güzel" kitaplar arasında sıralayamam.

Hikaye tahminen 2200'lü yıllarda geçiyor. İnsanlar güneş sistemindeki dokuz gezegene yayılmışlar -güneş sisteminde dokuz gezegen yok diyorsanız, bunu yazara iletin!- detayları pek anlatılmayan bir kölelik sistemi dahilinde yaşıyorlar. Sanırım kitabı fazla sevmememin nedeni bu, Clarke yeni bir dünya düzeni yaratmış fakat bu sistemin ayrıntılarını neredeyse hiç anlatmadan geçiştirmiş ve maceraya ağırlık vermiş. Farklı sınıflardan insanların nasılını bilmediğimizi bir şekilde sınıf atlama çabaları var, en alt tabaka haricindeki insanların birer yetenek kartı var ve işlerini, hayatlarını bu kart sayesinde yürütüyorlar. Yetenek kartları arasında yapılan piyango ile "quizmaster" unvanını taşıyacak kişi seçiliyor.

Maceramızda bolca öge var: Eski quizmaster, yeni quizmaster, bu adamların yandaşları, sentetik bir adam, kayıp gezegeni bulmaya çalışan birtakım başka adamlar... Konu sürükleyici ve keyifli olsa da, arka planı o kadar boş kalmış ki; ciddi bir bilimkurgu değil, bir macera yazarının bilimkurgu denemesi gibi geliyor okurken. Yine de, Clarke ...

-bu cümleyi tamamlamadan önce kitabın iç kapağına baktım, kitabın orijinal ismini yazmamışlar. Clarke'ın bibliyografisini buldum, o kadar eserin arasında hangisi olduğunu bulamayacağımı fark ettim. Çözüm olarak, keywordlere kitaptan karakterlerin isimlerini ekledim veeee bakın ne buldum: kitabın orijinal ismi "Solar Lottery" ve bu kitap bir Philip K. Dick romanı! Hatta, şu bloga bakınca gördüm ki, blogun yazarı da kitabı Dick için yeterince iyi bulmamış.

Öyle bir şaşırdım ki durumun saçmalığına, kitabın kapağına bakıyorum durmadan "yanlış okumadım di mi lan?" diye. Sarmal yayınevi 1999 yılında (birinci baskıymış bu...) böyle absürd bir hatayı nasıl yapmış, çok merak ediyorum.

Kitap hakkında yazmak istediğim her şey de aklımdan uçtu gitti. Teşekkür ederim.
solar lottery

   1. sarmal yayınevinin türkçeye "suikastçi" adıyla çevirdiği philip k dick romanı. bu çeviriden öğrendiğimiz kadarıyla, philip'in türkçesi arthur, k'nın türkçesi c, dick'in türkçesi de clarke'mış.
(zlatan, 28.11.2003 15:01)

17 Ocak 2012

Kendini Öldüren Adam


Kendini Öldüren Adam - The Man Who Killed Himself
Julian Symons
Çeviren: Mehmet Harmancı
Remzi Kitabevi
Haziran 1993 (1. basım)
189 sayfa

Birdolu Agatha Christie, epeyce Arthur Conan Doyle, birkaç Ian Fleming okuyup bu yazarları sevince polisiye konusundaki bilgim tamam olmuyormuş. Faruk Bey'in önerisiyle (Bkz: Aşiyan Sahaf) Julian Symons'ın Kendini Öldüren Adam'ını aldım geçenlerde. Yarım bıraktığım 1-2 kitaptan sonra bu kitaba başladım, hiç ara vermeden hızla bitirdim.

Kitabın ilk bölümünü "eeh... dur bakalım" diyerek bitirdim, polisiye konusunda çok ümit verdiği söylenemezdi. İkinci bölümü de aynı şekilde, pek etkilenmeden okurken son iki paragrafta "ne? bi dakika? oha? a aaa dur lan" dedim kendi kendime. Bu noktadan sonra, kurgunun çok değişik yerlere gidebileceği belli oldu ve büyük bir beklentiyle okuttu kitap kendini. Fakat, bu beklenmedik olay aslında kitabın arka kapağında yazıyormuş! Güvendiğim yazarların kitapları gibi, güvendiğim kişilerin önerdiği kitapların da arka kapaklarını okumadığım için kurtulmuşum bu spoilerdan.

Yani, diyeceğim şu ki, bu kitabı okumaya karar verirseniz arka kapağını okumaktan kaçının. Sevgili Remzi Kitabevi'nin ne amaçla spoiler verdiğini sorgulayın hatta. Bir Agatha Christie kitabının arkasına "katil uşak!" yazmak kadar olmasa da, okuma keyfini kaçıracak bir yazı olmuş. Her neyse...

Symons'ın sade anlatımını çok sevdim ben, kendi halinde bir öykü gibi ilerliyor kitap fakat yazarın, kahramanı Arthur Brownjohn için yarattığı karakter çok başarılı. Klasik bir "katil kim" romanı değil Kendini Öldüren Adam. Bunun yerine,  katil kendini nasıl kurtaracak diye bekliyoruz; öyküyü dedektifin değil, katilin tarafından takip ediyoruz ki bu benim için güzel bir değişiklik oldu.

3 Ocak 2012

Aşiyan Sahaf

-çok fena reklam yapıyor olabilirim, fakat çok içimden geldi-

Yaklaşık bir ay önce, Ankara'daki güzel sahafları anlatıp Eskişehir'deki sahaf azlığından yakındığım bir yazı yazmıştım. İşte o yazıda bahsettiğim Aşiyan Sahaf'a gittim bugün. Kütüphanede (Anadolu Üniversitesi) bulduğum fakat bende de bulunmasını istediğim üç tane kitabı sordum. Biri tükenmiş, diğer ikisini getirtebilirlermiş. Bütçe hesabı da yaparak, şimdilik bir tane kitap istedim; o arada başka iki kitabı da sonra almak üzere ayırttım.

Mesele şu ki, bütçe hesabı yaparken, bir yandan da almak istediğim yaklaşık 8-9 tane kitap buldum! Dayanamadım, ikisini hemen aldım: Arthur C. Clarke'ın Suikastçı'sı ve Julian Symons'ın Kendini Öldüren Adam'ı. Bir de Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabı'nı alacaktım fakat kendimi tuttum, sonra almak üzere bıraktım.

Bu arada şunu fark ettim, ben ne sattığını bilen kitapçıları seviyorum. Eskiden bolca alışveriş yaptığım Gözen Kitabevi'nde çalışan, yaşlı bir amca vardı. Bu amca, orada sattıkları pek çok kitabı okumuş olurdu ve kitap almak için gittiğimde beni çok güzel yönlendirirdi. Daha önce aldığım kitaplardan hangilerini beğendiğimi sorar, ona göre öneriler yapardı. (Bunu beğenen bunu da beğendi metodu) O amca orada çalışmayı bırakınca, ben de oradan kitap almayı bırakmıştım. Hah işte, Aşiyan Sahaf'ın ismini bilmediğim sahibi de aynı o amca gibi, ne sattığını çok iyi biliyor. Ben Agatha Christie ve Arthur Conan Doyle'un ötesine geçmemişken, polisiye tarihinde yeri olan Türk ve yabancı birçok yazardan bahsetti; sadece isimlerini değil, neden önemli olduklarını da anlattı. Yeni bilimkurgu kitapları gelmiş, onları gösterdi. "Bilimkurgu" lafını duyunca fantastik kitaplara yönelten avm kitapçılarından sonra, Asimov dediğimde 'hııı.. hıhı var galiba' demeyen bir kitapçı bulduğuma çok sevindim.

Görünen o ki, elime geçen paranın büyük kısmını buraya yatıracağım.

Bir de, 2011 bitmişken, geçen yıl okuduğum en iyi kitap(lar) Asimov'un Vakıf serisiydi!