29 Mart 2011

Jules Verne



(Bu yazıyı yazalı iki haftadan fazla oldu sanırım. Blogspot'un sansürlenmesi falan derken, buraya eklemeyi erteledim durdum.) 

Birkaç gün önce -kim bilir kaçıncı kez- "Denizler Altında 20000 Fersah"ı okudum. Size de o kitaptan bahsedecektim ama hemen arkasından "Arzın Merkezine Seyahat"i okudum. O da bitince "Seksen Günde Devr-i Alem"i okudum. Bir çeşit hattrick yaptım yani... Bu yüzden de tek tek kitaplarını anlatmak yerine Jules Verne'den bahsetmeye karar verdim.

Ekşi Sözlük'te, Wikipedia'da, nostalji yapmak isterseniz Ana Brittanica'da bulabileceğiniz bilgileri geçelim, bildiğim Jules Verne'den bahsedeyim ben:

Kitapları deli gibi seven bir çocuk olarak, ilkokulda tanıştım Jules Verne'le. (Evet, o zamanlar ilkokul ve ortaokul vardı.) Okuduğum ilk kitabının hangisi olduğunu hatırlamıyorum, ama okurken sıkılıp yarım bıraktığım tek kitabı Denizler Altında 20000 Fersah oldu.Neyse ki, kafam biraz çalışıyormuş; "bu adamın diğer kitaplarını sevdiğime göre bu da güzel olmalı" dedim ve bir kez daha denedim aynı kitabı okumayı. Sonra, defalarca tekrar okudum.

1900'lerin başında doğan Jules Verne, kendi döneminden onlarca yıl sonra ulaşılacak teknolojileri hayal eden, zamanının çok ötesinde bir adam. Ne bileyim, Aya Seyahat'i ilk kez okuyan bir liseli "Ee... Aya zaten gittiler, çok saçma lan!" diyebilir. 1900'ler diyorum, aloo! Şimdi bir de şunu merak ettim ben, acaba aya yapılan ilk seyahati görebildi mi Jules Verne, yoksa daha önce ölmüş müydü? Bakmak lazım...

İlköğretim çağında kardeşiniz, kuzeniniz, komşu çocuğu... varsa eğer bir Jules Verne kitabı hediye etmek güzel olabilir; ya da henüz okumamışsanız kendinize hediye edin, çok mutlu olacaksınız! Ben de geçenlerde kitapçı karıştırırken fark ettim, okumadığım çok fazla Jules Verne kitabı varmış, alınacaklar listesine ekledim. =)

3 yorum:

  1. Jules Verne'ü ben ilk olarak Denizler Altında 20000 Fersah ile tanıdım. Henüz beşinci sınıftaydım o zamanlar. (Benim zamanımda da ilkokul vardı.) O ana kadarki çocuk aklımda dünyanın en iyi kitabıydı o. Daha sonra zaten tüm kitaplarını okudum, kitap okumayı sevdim. Sevdirdi bana.

    Şimdilerde daha çok felsefi ağırlıklı (duyurumda da bahsetmiştim) kitaplar okuyorum. Tür olarak en az dayanabildiklerimdendir bilimkurgular. Sevmiyorum uzun zamandır; gerçeklerden kaçamayacağımı anladığım için olsa gerek... Her neyse, demem o ki: Blog'unda tüm yazanları okudum -ki zaten on beş taneler. Tür olarak keşke daha farklı -benim zevkime daha yakın- kitapları inceliyor olsaydın. Fakat şikayet etmiyorum, kitap okuyan herkesi ve yazdıklarını seviyorum. Takip edeceğim blog'unu. Fakat bunu izleyicilerden biri olmadan yapacağım. Zira blog'umuzda iki kişi yazıyoruz biz ve ben onun adına da herhangi bir karar alma lüksüne sahip değilim. O yüzden kitaplar üzerine blog okumanın en güzeli uzaktan okumaktır deyip takip edeceğim blog'unu.

    İyi yazılar!..

    not: ve teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Bilimkurgu Jules Verne'le başlamıştır dersek yanlış olmaz sanırım. Benim de ders kitapları dışında ilk okuduğum kitap Jules Verne'in "Balonla Beş Hafta"sıdır. Ben de o sıralar ilkokuldaydım ve kitabı okurken hissettiğim heyecanı hala hatırlayabiliyorum. Bu arada ufak bir düzeltme: Jules Verne 1828'de doğdu. Yani 1900'lerin başlarında değil 1800'lerin başlarında. Aynı yanılgaya ben de düşmüştüm. Bu durumda onun 100 sene daha geriden, nasıl bir vizyona sahip olduğunu görerek tekrardan artan bir hayranlık duyuyor insan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğum tarihini nasıl da yanlış yazmışım! Üzerinden de çok zaman geçmiş, yazım hatası mı yaptım yoksa çok yanlış bir kaynağa mı baktım hatırlamıyorum. Düzeltme için teşekkürler :)

      Sil